
Nuh’un Gemisi İzleri Ağrı Dağı’nda mı?
Türkiye’nin en yüksek zirvesi Ağrı Dağı yakınlarındaki Durupınar Formasyonu, uzun süredir jeolojik ilgi konusu olmasının ötesinde, yeni araştırmalarla kutsal kitaplarda anlatılan Nuh’un Gemisi’ne ilişkin olası kalıntılarla gündeme geldi.
ABD’li bağımsız araştırmacılar, radar teknolojisi ve jeolojik incelemelerle formasyonun, Nuh’un Gemisi’nin kesin kanıtlarına uygun olabileceğini iddia ediyor.
Tarihte ve araştırmalarda Durupınar Formasyonu
1948 yılında ilk kez bir çoban tarafından fark edilen Durupınar Formasyonu, şiddetli yağmur ve depremler sonrası görünürlüğü artmıştı. Bazı bilim insanları bu yapının doğal jeolojik oluşum olduğunu savunurken, diğerleri ise söz konusu yapının kutsal metinlerde tarif edilen Nuh’un Gemisi’ne olası bir kanıt olabileceğine inanıyor.
Araştırma ve Bulgular
Bağımsız Amerikan ekibi Noah’s Ark Scans tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, yer radarı kullanılarak formasyonun altında yaklaşık dört metre uzunluğunda üç katmanlı bir yapı tespit edildi. Araştırmacılar, bu bulgunun kutsal kitaplarda bahsedilen “üç katlı gemi” tanımına uyduğunu belirtti.
İncil’in Tekvin bölümünde, Nuh’un gemisinin üç katlı olduğu ve kapısının yan tarafta yer aldığı anlatılıyor. Araştırmacılar, orta ve yan koridorlar ile yapısal boşluklar bulduklarını ifade etti. Ayrıca, yapıda “gofer ağacından yapılmış, ziftle kaplanmış odalar” gibi detaylara uygun boşluklar keşfedildi.
Jones, konuyla ilgili CBN’ye yaptığı açıklamada, “Kutsal kitapta Nuh’un Gemisi’ne ilişkin verilen detaylara benzer, insan yapımı bir yapı gibi duruyor,” şeklinde görüş bildirdi. Ayrıca, toprak ve organik madde analizlerinde, formasyon içinde organik madde oranının normalden iki kat fazla ve potasyum seviyesinin yüzde 40 daha yüksek olduğu tespit edildi.
Jeolojik İddialar ve Ölçümler
Jones, formasyonun içinde farklı renk tonlarındaki otların varlığına da dikkat çekerek, bu verilerin yangın ya da çürüme gibi organik malzemenin etkisini gösterdiğini öne sürdü. Toplamda 22 toprak örneği alınırken, daha fazla alım ve radarla detaylı analizler yapılması planlanıyor.
Kentucky Üniversitesi’nden Profesör Lawrence Collins ise 2016’da yaptığı çalışma ile, bölgedeki yapının doğanın bir sonucu olduğunu, heyelan ve taşın aşınmasıyla oluşmuş olabileceğini iddia etti. Collins’in araştırmaları ayrıca, odunun taşlaşmasının milyonlarca yıl aldığı ve söz konusu yapının sadece birkaç bin yıl içinde taşlaşmış olamayabileceğini ortaya koyuyor.
Ölçüler ve Kutsal Metinlerle Uyumluluk
Araştırmacılar, formasyonun inançlarda tarif edilen ölçülerle uyumlu olabileceğine işaret ederek, Nuh’a 300 arşın uzunluğunda (yaklaşık 157 metre) bir gemi yapmasının emredildiğini hatırlattı. Bu ölçünün, Durupınar Formasyonu’nun yaklaşık 168 metre uzunluğuna oldukça yakın olduğu belirtildi. Aynı zamanda, söz konusu bölgenin Ağrı Dağı’na sadece 30 kilometre uzaklıkta olması da dikkat çekici.
Gelecek Planlar ve Araştırmalar
Araştırmacılar, önümüzdeki dönemde daha fazla toprak ve jeolojik örnek almayı, karotlu sondaj ve ek radar taramalarıyla yapının doğal mı yoksa insan yapımı mı olduğunu daha kesin şekilde belirlemeyi hedefliyor.(indigo)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.