BDDK’den ‘döviz varlığı sınırı’ için yeni açıklama!

BDDK’den ‘döviz varlığı sınırı’ için yeni açıklama!

BDDK cuma günü TL kredi kullanılması için döviz varlığına getirdiği sınıra açıklık getirdi. BDDK bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirketin karar kapsamına girmeyeceğini duyurdu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) TL ticari kredilerde getirilen son önlemle ilgili yeni bir açıklama yayımladı. TL kredi kullanılması için döviz varlığına getirdiği sınıra açıklık getiren, BDDK bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirketin karar kapsamına girmeyeceğini duyurdu.

BDDK’nın cuma akşamı duyurduğu karar sonrası yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla yaptığı açıklama şöyle:

“Bilindiği üzere Kurumumuz tarafından daha önce bankalara, kredilerin kullandırım amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için azami özenin gösterilmesi yönünde talimatlar verilmişti. Ancak bazı şirketlerin, Döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları görülmüştür. Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir.

Bu itibarla, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve kredilerin amacına matuf bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla gerekli görülen bir makro ihtiyati tedbir olarak 24.06.2022 tarihli ve 10250 sayılı Kurul Kararı(Karar) alınmıştır.

Bu çerçevede, Kararın uygulanmasına ilişkin yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi bakımından aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda görülmüştür:

Karar Kapsamına Dahil Olma Şartları ve Kapsama Dahil Olunmayan Haller:

660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili düzenlemeler uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket (Şirket) olması,

Şirketin YP nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatın) TL karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması,

Şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının; aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması.

Herhangi bir şirketin bu Karar kapsamına girebilmesi yukarıdaki her 3 şartın birden sağlanması gerekmektedir.

1’inci şartın sağlanmaması halinde, yani bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir Şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirket bu Karar kapsamına girmeyecektir.”

Finans Uzmanı Murat Özsoy: Düşüşe aldanmayın bu seviyeler alım fırsatı

BDDK’nın elinde döviz bulunduran şirketlere yönelik kredi kısıtlamasını yorumlayan ekonomist Murat Özsoy, kararın ardından dövizde yaşanan düşüşün geçici olduğunu belirterek,  “Yıl sonuna kadar olan sürece baktığımızda bu seviyeler istikrarlı olmaktan ziyade sadece önümüzdeki kısa vade içerisinde yeni alım fırsatları veren seviyeler olmaktan öteye gitmeyecektir” dedi.

BDDK’nın TL ticari krediler için şirketlere döviz sınırlaması getirmesi piyasayı ve döviz kurlarını sarstı. Yüksek enflasyon, yüksek cari açık ve düşük rezerv nedeniyle döviz kurları üzerindeki baskı artarken, hükümetten üst üste adımlar gelmeye devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) önceki akşam piyasalar kapandıktan sonra açıkladığı karar, döviz kurlarında sert dalgalanmayı da beraberinde getirdi.

“KREDİ SINIRLAMALARI KONUSUNDA UYARMIŞTIM”

Kararı yorumlayan Finans Uzmanı Ekonomist Özsoy,  “BDDK’nın açıkladığı ticari kredi kullanımına getirilen kısıtlamanın ayak sesleri aslında TCMB faiz kararı sonrasında yapılan basın duyurusunda gelmişti. Kararın hemen ardından yaptığım yorumlarda metinde geçen “kararlılıkla” ibaresine dikkat çekmiş ve kredi sınırlamalarının yolda olduğundan bahsetmiştim” dedi.

FAİZİ ARTIRMAYIP SIKI PARA POLİTİKASI UYGULAMALARI SİSTEMİ SIKIŞTIRIYOR

İktidarın ısrarla politika faizini değiştirmemekle beraber sıkı para politikası adımlarını uygulamaya çalıştığını söyleyen Özsoy, “Ekonomi yönetimi politika faiz oranını değiştirmiyor, değiştirmemekte kararlı ancak bir yandan da sıkı para politikası adımlarını uygulamaya çalışıyor. Ancak bunu yaparken reel sektörü zora sokuyor, sermaye kontrolü olarak nitelendirebileceğimiz adımlar atıyor, daha da ötesinde elinde dolar bulunduran tasarruf sahiplerini cezalandırıyor” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Murat Özsoy’un açıklamaları şöyle:

Son açıklanan metnin doğru olduğunu belirtmiş ve TCMB’nin kullandığı dili de genel itibariylel desteklemiştim.  Ancak büyük resme baktığımızda ise görülen durum ekonomi yönetiminde bir eşgüdümsüzlük var.  Bundan tüm ekonomi faktörleri zarar görüyor.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu ihracatçılar ile onların sorunlarını dinlemek ve reeskont kredileri kullanımları hakkında ek açıklamalar yapmak için kritik bir toplantı yapıyor; ardından ise BDDK tarafından 15 milyon TL üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketlerin bu varlığı aktifinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamayacak diye yönetmelik yayınlanıyor.

Mevcut kur seviyesinden finansal fizibiliterini yapan, teklifler alıp siparişlerini çalışan ihracatçılar ile elinde ihtiyaçları için ve TL’nin değer kaybına karşı korunmak için döviz bulunduranlar neye uğradığını şaşırıyor.

Ekonomi yönetimi benim görüşüme göre sıkı para politikası uygulamasında ana tema olarak herkese ters köşe yapmak yolunu seçmiş.

Oysa ki güven sağlamanın bu kadar önemli olduğu bir ortamda üstü kapalı mesajlar vererek değil; açık, şeffaf şekilde piyasayı önceden bilgilendirerek tüm aktörlerin kendileri için gerekli ön tedbirleri almasını sağlayacak yol izlenmesi lazım.

Cuma günü piyasa kapandıktan sonra dolar kurunda sert bir geri çekilme yaşanmış olsa da kurdaki yukarı yön hareketinin sonuna gelindiğini düşünmüyorum.

Küresel makro görünüm, ABD dolar endeksinin hareketleri ve rezervlerimizin yetersizliği bu görüşümü destekliyor.

Yıl sonuna kadar olan sürece baktığımızda bu seviyeler istikrarlı olmaktan ziyade sadece önümüzdeki kısa vade içerisinde yeni alım fırsatları veren seviyeler olmaktan öteye gitmeyecektir. (İndigo Dergisi)

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.