19 Mayıs: Büyük bir adamın ve büyük bir ülkenin doğum günü
105 yıl önce bugün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’da, milli mücadelemiz için umut dolu yeni bir başlangıç yaşandı.
Ordumuzun değerli komutanlarından Mustafa Kemal Paşa, saat 08:00’de Samsun limanına ayak bastı. Paşa’nın gelişi, halk arasında büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılandı.
Paşa’nın Anadolu’ya geçişi, milletimizin esarete karşı başlatacağı büyük direnişin işaret fişeği olarak değerlendiriliyor. Halk, Paşa’nın önderliğinde özgürlüğe doğru yürünecek yolu dört gözle beklemekte.
Samsun’da yaptığı ilk konuşmada Mustafa Kemal Paşa, milletin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını vurguladı. “Vatanın her köşesinde işgale karşı direniş başlamalı, milletimiz kendi kaderini kendi tayin etmelidir,” diyen Paşa, bu mücadelede halkın birlik ve beraberlik içerisinde olmasının önemine dikkat çekti.
Bugün büyük bir adamın ve büyük bir ülkenin doğum günü
Atatürk “Nutuk”a şöyle başlar: “1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.”
Atatürk, sonradan kendisine hangi gün doğduğunu soranlara “19 Mayıs” diyecekti.
19 Mayıs sadece bir adamın; Atatürk’ün değil, bir milletin; Türk Milletinin yeniden doğum günüdür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günü olarak 19 Mayıs’ı seçtiği, resmi kayıtlara geçen önemli bir anekdot olarak tarihe geçti.
Tarihe ışık tutan bu önemli bilgi, ünlü tarihçi Prof. Dr. Afet İnan tarafından aktarılmıştır. İnan, Atatürk’ün doğum günü hakkında şu anekdota yer verir: Atatürk, bir bahar günü doğduğunu bilmesine rağmen, doğum tarihinin tam olarak hangi gün olduğunu bilmiyordu. Bu belirsizlik üzerine, kendisi için büyük bir anlam taşıyan ve Türk milletinin kurtuluş mücadelesinin başladığı gün olan 19 Mayıs’ı doğum günü olarak seçti.
Atatürk’ün doğum günü olarak 19 Mayıs’ı seçmesi, sadece kişisel bir karar olmaktan öteye geçmiş ve resmi kayıtlara da bu şekilde geçirilmiştir. Bu karar, 19 Mayıs’ın Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmasının yanı sıra, Atatürk’ün doğum günü olarak da hatırlanmasını sağlamıştır.
Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basması
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2) dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi.
Padişah Vahdettin ile Mustafa Kemal arasında geçtiği iddia edilen o konuşma
Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)
“Paşa, Paşa!… Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir… Paşa, Paşa… Devleti kurtarabilirsin!…
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?…O Vahdettin ki… bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
“Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim… Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz…”
O’na güvenen bir “Türk Milleti” vardı
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir “Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4)
- III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele)
- Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK)
- Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN)
- Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI)
- Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE)
- Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey (SAYDAM)
- Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas (GÜRER)
- Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY)
- Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE)
- Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV)
- Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY)
- Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI)
- İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT)
- Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ)
- Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS)
- Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV)
- Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17 Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir.
- Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler, Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)
- Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6) derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.(İndigo)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.