Variste erken tedavi başarı şansını yükseltiyor!
Toplumda neredeyse her 10 kişiden 2’sinde görülen varislerin uzun süre ayakta kalmaya veya oturmaya bağlı olarak geliştiğini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Alper Özbakkaloğlu, bu oranın erkeklerde %15 kadınlarda ise %25 olarak görüldüğü bilgi
Toplumda neredeyse her 10 kişiden 2’sinde görülen varislerin uzun süre ayakta kalmaya veya oturmaya bağlı olarak geliştiğini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Alper Özbakkaloğlu, bu oranın erkeklerde %15 kadınlarda ise %25 olarak görüldüğü bilgisini verdi.
Bir toplardamar hastalığı olan genetik nedenler, uzun süre ayakta kalmaya veya oturmaya bağlı olarak gelişen, meslek hastalığı olarak da bilinen varis hastalığının tedavisinde erken teşhis başarılı sonuçlar veriyor. Varis hastalığının en önemli nedeninin aileden gelen genetik yapıdır. Ailesinde varis bulunanlarda bu hastalığın görülme olasılığı iki katı artmaktadır.
Varis nedir?
Varis, bacaklardaki toplar damarların üzerindeki basıncın artması ve buna bağlı damar duvarında damarların içindeki kapakçıkların yapısının bozulmasıyla birlikte damar genişlemeleri ve bacaklarda oluşan görüntü bozukluğudur. Venöz yetmezliğin asıl sebeplerinden en önemlisi aileseldir. Genetik yatkınlığı olan insanlarda varis görülme olasılığı 2-3 kat fazla olmaktadır. Varis daha çok kadınlarda görülmektedir. Hamilelik süreci bu rakamın artmasında rol oynamaktadır. Aile öyküsü olanlarda daha genç yaşlarda, öğretmen veya doktorlar gibi mesleki nedenlerle uzun süre ayakta kalanlar veya pozisyonel bozukluk nedeniyle olanlarda ise daha ileri yaşlarda görülmektedir.
Varisin erken tedavisinde başarı oranı daha yüksek
Varis hastalığında öncelikle örümcek ağı şeklinde kılcal damarlar olarak ortaya çıkmaya başlıyor. Daha sonra Retiküler Varis dediğimiz daha yeşil damar belirginleşmesi halini almaya başlıyor. Bir ileri safhada Varis Pakeleri denilen çapları 6 ila 12 milim arasında değişen belirginleşmiş, kabarıklaşarak ciltten dışarı taşan damarlar halini alıyor. Bir sonraki evrede ise ayak bileği seviyesinde ödem ve renk değişikliği olmaya başlıyor.
Daha ileri seviyelerde ise ayak bileği ve çevresinde yara açılmasına da sebebiyet veriyor. Aslında varis hastalığı hep kozmetik anlamda bir rahatsızlığa neden olduğu düşünülse de, tedavi edilmeyen vakalarda bu durum, ayakta iyileşmeyen yaralara ve geçmeyen renk değişikliğine kadar gidebilmektedir.
Bu süreç bazı hastalarda daha hızlı ilerler. Bu durum tamamen hastanın yaşam tarzına göre değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle erken dönem müdahale, tedavi sonucunu da daha başarılı hale getirmektedir.
Varis tekrar edebilen bir hastalık
Varis hastalığı tekrar edebilir bir özelliğe sahip. Yaşam tarzının da tedaviye uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor.
Varisten korunmak için öncelikle uzman hekimin uyguladığı fiziki ve venöz doppler ultrason gibi muayenelerin ışığında tanı konur. Köpük tedavisi, ve cerrahi tedavi de hastalığın seviyesine göre uygulanmaktadır. Varis çorabını düzenli kullanmak, egzersiz ve yürüyüş, aşırı kilo alıp vermekten kaçınmak ve kilo kontrolü, doğru beslenme, yüksek lifli gıdalar, su tüketimini artırmak, yeşil yapraklı sebzeler, taze meyveler ve omega 3 yönünden zengin balıklar, turunçgiller, sarımsak, kuşkonmaz ve yeşil çay tüketmek de faydalı sonuçlar vermektedir.
Hamilelerde varis riski artıyor
Gebelik döneminde varis riski artıyor. Özellikle fazla kilo alıp vermek damarların üzerindeki yükü de artırdığı için, varislerin tekrar etmesini artırıyor. Kadınlarda topuklu ayakkabı giymek, devamlı hamam, sauna gibi sıcak ortamlarda durmak varis riskini de artırıyor.
Ağırlık sporuyla uğraşanlarda varis oluşumu bir miktar artırdığı gözleniyor. Kadınlarda özellikle gebelik döneminde karın içi basınç arttığı için damarların üzerindeki baskı da artıyor. Buna bağlı olarak da kadınlarda gebeliğe bağlı olarak yüzde 70’inde varis oluşumu görülüyor.
Doğum sonrasında varisler bir miktar azalıyor ama tamamen gerilemiyor. Özellikle ikinci doğum sonrasında daha kalıcı olma eğiliminde oluyor. Gebelere uygun, korunma amaçlı varis çoraplarının kullanılmasını mutlaka öneriyoruz. Emzirme dönemi bittikten sonra da cerrahi veya ilaç tedavisi için kalp damar cerrahisine başvurmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.(İndigo)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.