"sihirli mantar" olarak bilinen bir tür mantarda bulunan psilocybin isimli bileşen, hayati tehlike arz eden kanser hastalarında anksiyeteyi ve depresyonu azaltma potansiyeline sahip. Araştırma ekibi, psilocybin ile kanser hastalarını hedef alarak, depresyon, kaygı ve ölüm korkusunu azaltacak yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlıyor.

Psikiyatri ve Davranışsal Bilimler anabilim dalında görev yapan Prof. Ronald Griffiths, psilocybinin tek dozunun 4-6 saatlik bir etki süresiyle, klinik depresyon ve anksiyetede uzun süreli iyileşmelere neden olduğunu ifade etti. Griffiths, "Bu bulgular, çeşitli psikiyatrik bozuklukların tedavisi için umut verici bir model sunuyor," dedi.

Araştırma, hayati tehlikesi bulunan 51 kanser hastasını kapsıyor. Bu hastaların çoğu metastatik veya nüks etmiş kanser hastalarıydı ve daha önceden anksiyete veya depresif bozukluk gibi psikiyatrik tanı almışlardı. Katılımcılar arasında meme, üst sindirim, gastrointestinal, genitoüriner ve kan kanseri hastaları bulunuyordu.

Çalışma bulguları, hastaların yaklaşık %80'inin depresyon ve kaygıda klinik olarak anlamlı düşüşler yaşadığını gösteriyor. Altı ay sonra katılımcıların %60'ı belirtilerinde normal aralığa gerileme bildirdi. Ayrıca, hastaların %83'ü yaşam kalitelerinde ve yaşam tatminlerinde belirgin bir artış yaşadı. Katılımcıların %67'si bu deneyimi hayatlarının en anlamlı tecrübelerinden biri olarak değerlendirirken, %70'i ruhsal açıdan önem taşıyan bir deneyim olarak gördü.

Prof. Griffiths, geleneksel antidepresanlar ve psikoterapi yöntemlerinin genellikle uzun süreli olduğunu ve her zaman etkili olmadığını belirterek, psilocybinin sunduğu olasılıkların önemine dikkat çekti. Psikiyatri Uzmanı Dr. Cem Hızlan ise, "Sihirli Mantar"ın tarih öncesi dönemlerden beri tıp dışında halüsinasyonlara neden olabilen bir bitki olarak kullanıldığını hatırlatarak, günümüzde bu tür psikoaktif maddelerin kanser tedavisinde umut verici bir alternatif olabileceğini vurguladı.

Yapılan bu araştırmalar, psilocybinin potansiyel faydalarını ve kanser hastalarındaki kaygıların yönetilmesindeki rolünü daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.(İndigo)