Dr. Börta, aneminin vücuttaki alyuvarlarda bulunan hemoglobin seviyelerinin düşük olmasından kaynaklandığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü’nün erkeklerde 13 gr/dl, kadınlarda ise 12 gr/dl’nin altındaki hemoglobin seviyesini anemi olarak tanımladığını hatırlattı.

Anemi Nedenleri ve Belirtileri

Aneminin çeşitli nedenlerle ortaya çıkabildiğine değinen Dr. Börta, bu nedenleri üç ana grupta topladı: kan kaybına bağlı anemiler, eritrosit veya hemoglobin yapımındaki bozukluklar ve eritrosit yıkımıyla gelişen anemiler. Özellikle dünyada en sık görülen sebep olan demir eksikliğine dikkat çeken uzman, aneminin belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini söyledi.

Yaygın görülen semptomlar arasında kuru ve soluk cilt, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, baş dönmesi, çarpıntı, nefes darlığı, saç dökülmesi ve tırnaklarda değişiklikler bulunuyor. Uzun süre devam eden ve ağır vakalarda, pika sendromu adı verilen, toprak veya tebeşir gibi maddeleri yeme isteği de ortaya çıkabiliyor.

Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Dr. Börta, anemi teşhisinde hemogram (tam kan sayımı) ile serum demiri ve ferritin gibi kan testlerinin kullanıldığını belirtti. Bazı vakalarda ise endoskopi, kemik iliği biyopsisi ve hemoglobin elektroforezi gibi ileri tetkiklerin gerekebileceğine değindi.

Tedavi aşamasında, öncelikli olarak aneminin nedenine göre hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Uzman, demir eksikliğinde hem oral hem de damar yolu ile demir takviyesi uygulanabildiğine dikkat çekti. Ayrıca, demir açısından zengin besinlerin tüketilmesinin önemini vurgulayan Dr. Börta, yumurta, pekmez, baklagiller ve hayvansal gıdaların beslenmeye eklenmesi gerektiğini belirtti.

Farkındalığın Artırılması Önemli

Son olarak, uzman, anemi konusunda farkındalığın artırılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti. Özellikle kadınlar, çocuklar ve kronik hastalıkları bulunan bireylerin düzenli sağlık kontrollerini yaptırmasının hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.