Ancak özellikle tüketici sağlığı açısından önemli riskler taşımaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yaklaşık 700 civarında pestisit bulunmaktadır ve bunların 33’ü çok tehlikeli, 48’i ise oldukça tehlikeli kategoride yer alıyor.

Pestisitler, farklı amaçlar için çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. İnsektisitler (böcek ve haşerelere karşı), fungusitler (mantarlar), herbisitler (yabancı otlar), mollusitler (yumuşakçalar), rodentisitler (kemirgenler), nematisitler (nematodlara) ve akarisitler (akarlar) gibi çeşitli türleri bulunuyor.

Sağlık açısından ciddi riskler taşıyan pestisitler, özellikle tarım işçileri ve çocuklar üzerinde önemli olumsuz etkiler yapmaktadır. Kronik maruziyet sonucu genetik hasarlar, karaciğer, böbrek ve kas sorunları görülmekte, ayrıca anne karnındaki bebeklerin sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Gebelikte pestisitlere maruz kalan kadınlarda düşük, ciltte hiper pigmentasyon ve hiperkeratoz gibi sorunlar görülebilirken, aynı zamanda çocukluk çağında kanser riskini artırmaktadır.

Tarımda pestisitlerin gereksiz kullanımı ve ürünlerde kalıntı birikimi, insan sağlığını tehdit etmekle kalmayıp pestisitlere karşı direncin gelişmesine de yol açmaktadır. Özellikle elma, çilek, patates, ıspanak, şeftali, kiraz, üzüm ve domates gibi meyve ve sebzelerde yüksek pestisit kalıntısı tespit edilmiştir.

Araştırmalar, pestisit kalıntılarını azaltmak için çeşitli yöntemler öneriyor. En etkili temel yöntem, meyve ve sebzelerin kabuklarının soyulması olsa da, bu yöntem biyoaktif maddelerin kaybına da yol açmaktadır. Yıkama işlemlerinde ise karbonatlı su kullanımı, pestisit kalıntılarını azaltmada en etkili yöntemlerden biri olarak gösteriliyor.

Uzmanlar, tüketicilere çeşitli meyve ve sebzeleri iyi yıkamanın ve soyma işlemini uygulamanın, pestisit riskini azaltmada önemli olduğu konusunda uyarıyor. Ancak, pestisitlerin tamamen giderilmesi için en güvenli yol olarak, ürünlerin kabuklarını soymak öneriliyor.