Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda manevi kalp hastalıklarına, bu hastalıkların topluma sirayet etmesine ve manevi kalp hastalıklarının çözümü gibi pek çok konuya değinildi. Çelik, “İki türlü kalp vardır. Birincisi vücudumuzda göğsümüzün sol yanındaki maddi kalbimiz, ikincisi ise manevi kalbimizdir. Manevi kalbimizde cesedimizdeki kalbimiz gibi bütün her şeyin kendinde toplandığı bir merkezdir. İnsanın davranışları, konuşmaları, düşünceleri, zihin yapısı, beyin yapısı, niyetleri, iradesi, iradesizliği, isteği, isteksizliği bütünü gelip kendisinde toplanan nefis dediğimiz şeydir manevi kalp. Manevi kalbin hakikatine sınırlı aklımız ve irademizle tam olarak vakıf değiliz” dedi.

Manevi Kalbin Reçetesi Allah'ı Zikretmektir

Ahmet Çelik manevi kalp hastalıklarına ilişkin, “Maddi kalbin çerçevesini tıp dünyası çizerken, manevi kalbin çerçevesini tasavvuf dünyası çizer. Kur'an-ı Kerim'deki ayetler, peygamber efendimizin hadisi şerifleri ve sünnetleri bu çerçeveyi belirler. İnsanoğlu bir nefse sahiptir. Bu nefsine sahip çıkmak insanoğlunun en büyük erdemidir ve insan nefsine sahip olabildiğince değerlidir. İnsan iradesiyle nefsine sahip çıkabilir ancak manevi kalbine sahip çıkamıyor. İnsanın manevi kalbini koruyan, muhafaza eden, yaratılış maksadına uygun hareket etmesini sağlayan muhafızları var. Manevi kalbin doktoru, ilacı ve reçeteleri var. Manevi kalbin en büyük reçetesi Allah'ı zikretmektir. Allah’u Teâlâ ile bağımızı koparmamamız lazım. Manevi kalbin diğer reçeteleri ise imanımızı güçlü tutmak, değerlerimize sahip çıkmak, ibadet etmektir. Manevi kalbin reçetesi Kur'an ve sünnettir. Bu reçeteleri kullanmadan manevi hastalığı tedavi etmek mümkün değildir. Bu hastalıkları tedavi etmeden sağlam bir toplum kurmanın imkânı yoktur" ifadelerini kullandı.

Bu Dünya Ahiretin Tarlasıdır

Ahmet Çelik manevi kalp hastalıklarının çözüm yollarına vurgu yaparak, "Yalanla iman bir arada bulunmaz. Peygamber efendimiz, 'Dilinizi tutun ve iffetinizi koruyun bende size cenneti garanti edeyim' buyurmuştur. Yine peygamber efendimiz, 'Yalan söyleyen insan yalancılar defterine yazılır ve yalancıların gideceği yer cehennemdir' buyurmuştur. Yalan, cehenneme döşenen yoldur. Kalbi hastalıkların bir diğeri de tek dünyalılıktır. Müslüman tek dünyalı değildir, yani bunun bir de öteki tarafı vardır. İmam Gazali bunu tuzlu suya benzetiyor yani içtikçe içersin, içtikçe batarsın. Ancak dünyadan da tamamen vazgeçmemek gerekiyor. Bilakis tüm peygamberler dünya insanın tarlası ve hazinesidir gözüyle bakmıştır. Ahiretten önce dünya vardır ve bu çok iyi değerlendirilmelidir. Ahiret dünyada kazanılır. İslamiyet bu dünyayı yaşarken ahireti kazanmaktır" dedi.