AYNA NÖRON, AYNA NÖRON SÖYLE BİZE DAHA SEMPATİK OLMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ ACABA?

İnsan vücudu her daim gizemini korumakla bilinir. Bilim insanları keşiflerden keşiflere koşarak gizem avını sürdürmeye devam ediyor.

90’lı yıllarda Parma Üniversitesinde Makak maymunları üzerinde araştırma yapan Dr. Giovani Rizzolatti, Dr. Victoria Gallese ve ekibi maymun beyninin ön lobunda bulunan nöronların farklı bir işlevi olduğunu fark ettiler. Öyle ki maymun beynindeki nöronları; muzu tutma, soyma ve benzeri eylemler tetikliyordu. İlginç olan maymunların kendi eylemleri dışında hareketsiz haldeyken diğer maymunları seyrettiklerinde bile bu nöronların tetiklenmesiydi. Tamamen istem dışı taklit etme. İşte bilim insanı V.S Ramachandran’nın DNA’dan sonra en önemli keşif diye adlandırdığı: “Ayna Nöron”.

İnsan ve maymun DNA yapısının benzerliği ayna nöronun insanda da olduğu fikrini kuvvetlendirmiş ve ispatlanırmıştır. İnsanlarda taklit yeteneği ayna nöronlar sayesinde anne karnında başlar. Cinsiyetimin verdiği avantaj sayesinde bu taklide bizzat şahit olduğumda çok şaşırmıştım. Benim kalp atışlarımla aynı ritmi paylaştığım karnımdaki canlı…Ve Theory of Mind yani zihin kuramına  göre kişi  dört yaşına kadar başkalarının fikirlerinden bihaberdir. Dört yaşından sonra ise ayna nöronlar hareket halindedir. Hiç kitap okumayan, agresif davranan, şiddet eğiliminde bulunan ebeveynlerin kendi çocuklarından farklı beklentiler içinde olması imkansızdır. Unutulmamalıdır ki çocuklarımız bizlerin yansımalarıdır.

Gülmek, esnemek, ayak ayaküstüne atmak, üzüntü, kaygı bunlar ayna nöronlar sayesine taklit ettiğimiz duygularımızdandır. Hele ki şu an da bulunduğumuz ortam buna en güzel kanıt. Taklit ettiğimiz kaygı ve korku bizi çıkmaz yollara sevk ediyor. Ayna nöronlar olumlu aynalamalar ile avantaja çevrilir ve hayatı güzelleştirir. Bulunduğumuz ortam ve o ortamda bulunan insanlar önemlidir. Gülen birini gördüğümüzde beynimiz anında yüz kaslarımızı gülmeye hazırlar. Gergin bir ortam ve gergin insanlar bizi de gerer anında aynalama başlar. Esnemek de ayna nöronların etkisiyle bulaşıcıdır.  Aslında doğuştan bize bahşedilen empati ve sempati ikilisi büyük nimetlerdir. Niye mi? Otizm olan bireylerde ayna nöronlar işlevlerini yerine getiremez. Onlar dış dünyadaki uyaranları algılayamaz ve yapılandıramazlar.  Otizm psikolojik değil, nörolojiktir.

Dr. Rama adıyla bilinen ünlü bilim insanı ve nörolog Ramachandran’a göre, ayna nöronlar medeniyetin kurulup gelişmesinin yegâne nedenidir. Çünkü atalarımız bazı semboller buldu ve birçok insan da taklit yoluyla yapıp, geliştirip yaymışlardır.19.yy öncesi yavaş ilerleyen insanoğlu, kayda değer bir şey mi bulamadı da sanayi devriminden sonra yüzyıllara yayılacak ilerlemeyi birkaç yüzyılda halletti. Kim bilir ?

Velhasıl-ı kelam seyrettiğiniz film sizi ağlatıyor, duygusallaştırıyor, güldürüyor ise ayna nöronlar iş başında. Aksi halde çok ciddi nörolojik sıkıntı var.

Son yılların en büyük ve önemli keşfi aynı zamanda da az bilinen öyküsü, AYNA NÖRON... Ayna nöronlarınızın her daim aktif olması dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar