Abdullah Şanlıdağ Yazdı...Ahh zâlim İran ah!

Abdullah Şanlıdağ Yazdı...Ahh zâlim İran ah!

İran, hiçbir zaman Müslümanların dostu olmamıştır. İnsanın bazen ister istemez,  Rıza Pehlevi' nin şahlık rejiminin molla rejiminden iyi olduğu zehabına kapılıyor.

Humeyni'nin yaptığı devrimle İran'dan ümitlenmiştim. Adalet ve hukuk belki uygulanır diye düşünmüştüm. Meğer yanılmışım. Suriye iç savaşı ve yürütülen vekalet savaşında Rusya ve Nusayri rejiminden yana olan İran, Türkiye'nin diplomasi trafiğinde hiçbir zaman bizim safımızda olmamıştır. Şii yayılmacılığını her şeyin üstünde tutan İran, etkisiz İsrail saldırısında belki de anlaşmalı olarak, İsrail'e meşruiyet kazandırmıştır. Uluslararası kamuoyu, İsrail'in Gazze'de soykırım yaparak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğinine hükmetmişti. İran'ın saldırısı ile İsrail bu algıyı ters yüz etti.
 İsrail’in Gazze’de altı aydır süren saldırıları bu söylemin inandırıcılığını önemli ölçüde ortadan kaldırmış, Gazze’de soykırım yaptığı görüşü ağırlık kazanmıştı. İsrail, İran’ın saldırılarının sonrasında tekrar mağduriyet algısına sarılmış durumda. Hiç şüphesiz
Tahran’ın İsrail’e yönelik benzeri görülmemiş saldırısı, küresel desteği İsrail lehine harekete geçirmiştir. İsrail’i haritadan silmeyi” devlet politikası olarak belirlediğini ilan eden İran rejimi, bugüne kadar İsrail’e yönelik doğrudan hiçbir saldırı gerçekleştirmemiştir. Bu son saldırı da etkisiz olup, daha ziyade İsrail'i aklamak için yapılmıştır. İran'ın vekil güçleri
Lübnan’da Hizbullah, Suriye’de Şam rejimi ve Şii milisler, Irak’ta Şii milis örgütleri, Yemen’de Husiler'dir. Peki ne iş yapar bunlar? İran'ın İslam dünyasında hiçbir inandırıcılığı yoktur. 
Hiç kimse Tahran rejiminin İsrail'e yapmış olduğu saldırısının gerçekçi ve samimi olduğuna inanmıyor. İran İsrail'e misilleme yaparken, yukarıda sıraladığımız kendi milis güçlerinden faydalanmamıştır. Sadece İran olarak planlı bir saldırı gerçekleşmiştir. Bu saldırının da İsrail rejimine karşı maddi bir zarardan başka bilançosu olmamıştır. İsrail, hem güven ve hem de kan tazeledi. İran başta olmak üzere tüm İslam dünyasına yazıklar olsun. İsrail zaten gerek Güney Lübnan’da, gerek Suriye’de, İran’la bağlantılı askeri üsleri ve üst düzey yetkilileri vuruyor. Lakin bizim mollalardan çıt çıkmıyor. 
Peki, sonuç ne olur?
İran'ın İsrail'e yönelik yapmış olduğu etkisiz saldırıdan bir Bölgesel Savaş sonucu çıkar mı?
İsrail Savaş Kabinesi'ni ABD dizginliyor. İsrail Yahudi lobisinin yıllardır Amerika'yı yönettiği söylenir durur. Aslında İsrail'in ipleri de Amerika'nın elinde. ABD şu anda İsrail'in olası bir etkili saldırı ile bölgesel bir savaşı tetiklemesini istemiyor. İsrail'in İran'a ait üsleri vurmasının ve önemli kişilerini öldürmesinin sebebi, İran'ı bölgesel savaşın içerisine dahil etmektir. Bize göre İsrail'in amacı, İran’ı bölgesel savaşa çekmek ve ABD ile Batı’nın dikkatini İsrail’in Gazze savaşından  tehdit olarak gösterilen İran’a kaydırmaktır. Biraz zayıf ihtimal ama İsrail, İran topraklarına saldırı düzenleyebilir. Bu durumda İran'ın vekil grupları harekete geçebilir.. Bu da bölgesel savaşın tetiklenmesine kapı aralar. Arap ülkeleri ve Türkiye buna izin verir mi? Hiç sanmıyorum, ayrıca ABD'de de bölgesel savaştan yana değil. 
Son söz: İran'ın İsrail'e yönelik yapmış olduğu etkisiz saldırıyla İsrail hem meşruiyet kazanmış, hedef olmaktan kurtulmuş ve mağduriyet pozuna bürünmüştür. Buradan aldığı güçle, Amerika'nın da vereceği destekle Refah saldırısına başlayabilir. Ya da en iyimser senaryo gerçekleşir ki, o da şudur. İsrail, savaşı değil de diplomasiyi tercih ederek, İranlı uluslararası abluka ile sıkıştırabilir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.