Abdullah Şanlıdağ Yazdı...

Abdullah Şanlıdağ Yazdı...

Son yıllarda sosyal medya fenomenleri çoğaldı. Lavaboya gitse, sosyal medya hesabından paylaşım yapan bu tiplerin ideolojik bir kaygıları yok.

Tıklanma rekoru kırabilme sevdasının ardında parasal kaygı yatıyor. “Şu kadar takipçi bulursam, parayı götürürüm” diye düşünür. Tabi sosyal medya hesaplarını siyasi hedef uğruna kullananların sayısı da oldukça fazla. Artık mobilize ve internet bağımlısı olmaktan herkes payına düşeni alıyor. İnternet ve cep telefonlarına olan ilgi, son zamanlarda bağımlılık derecesine ulaştı. 7'siyle 70'i aynı ekrana bakıyor. Tüfek icat olduğunda mertlik bozulmuştu. Televizyon, sohbeti ve sinemayı öldürdü. İnternet ve akıllı telefonlar ise gazete, kitap ve televizyonu bitirdi. Hepsinden de önemlisi, insanın insana verdiği değeri tüketti. Meselenin sosyolojik boyutu üzerinde kafa yormak gerekiyor. 
Yurttaş gazeteciliği nedir? Bizde yeni bir kavram gibi dursa da ABD yurttaş gazeteciliğini 1990'larda kullandı. O tarihlerde bizde bilgisayar dahi henüz yeni piyasaya girmeye başlamıştı. Sonrasında akıllı telefonlar dünyamıza girmeye başladı. Çok iyi hatırlıyorum, bir arkadaşım takoz gibi cep telefonunu alabilmek için bir kamyon odun satmıştı. Gazetecilik şerefli ve namuslu bir meslektir. 1980'lere kadar kamu yararı ilkesine göre gazetecilik yapıldı. Zaman zaman meslek, siyasetin içerisine de bulaştıysa da, siyasilerle vatandaş arasında bir köprü olma ilkesine sadık kalındı. Yine bu dönemde gazeteciliğin temelinde ahlaki kurallar vardı. 
Haberin üretiminde ve yayınlanmasında, yalnızca haberi yapan etkindi. Bu tarihlerde yurttaş gazeteciliğinden söz edilemezdi. Fakat ABD, medya sektöründeki dönüşüm ve teknolojik gelişmeler sayesinde yurttaş gazeteciliğini o tarihlerde kullanmaya başladı.  Vatandaşın amatör kamera ile görüntü çekme işi o tarihte vardı. Yani vatandaş olayların içerisindeydi. Bizde şimdi başlayan yurttaş gazeteciliği çok amatör. Hız noktasında bazen bizden hızlı olabiliyorlar. Gazeteci henüz olay yerine ulaşmadan, vatandaş akıllı telefonlar vasıtasıyla canlı yayın yapabiliyor. Şimdi önüne gelen bir site açıp yayın yapıyor. Profesyonel kameraya gerek bile duyulmuyor. Cep telefonları ile görüntü kaydedilip, anında servis ediliyor. Yurttaş gazeteciliğinde dürüstlük, hız ve teyit bilgisine lüzum yok. Asıl meslekleri gazetecilik olmayan, bu işin eğitimini almamış, bu sektörden ekmek yemeyen kişilerin gazeteciliğe soyunmalarını yurttaş gazeteciliği olarak tanımlamak mümkün. Yalnız herhangi bir olayı cep telefonu ile kaydedip sosyal medyada paylaşmak o kişiyi gazeteci yapmaz. Ancak kabul edelim ki dijital iletişim teknolojilerini kullanarak haber üretim sürecine katılan yurttaş gazetecilere de bazen ihtiyacımız olabiliyor. 
Gazeteci; her olayı görüntüleyecek diye bir kaide yok. Her şeye ulaşmamız da mümkün değil. O yüzden bazen çok önemli ve herkeste olmayan bir görüntüyü vatandaştan isteyebiliyoruz. İstesek de istemesek de yurttaş gazeteciliği artık hayatımızın bir gerçeği. Gazetecinin bilgi kaynağı, genelde resmi makamlardır. Yerel kaynaklar mecbur kalınmadıkça kullanılmaz. Profesyonel bir gazeteci ile yurttaş gazeteci arasındaki fark nedir? Fark şu: Profesyonel gazeteci, haber değeri olan içerikleri görüntüler ve resmi makamlardan teyit etmedikçe haberi yayınlamaz. Yurttaş gazeteci için haber değeri olan olaydan ziyade, tıklanma ve beğeni alacak haber daha önemlidir..
Profesyonel gazeteciler, haberin doğruluğuna önem verdikleri kadar, haberin içerik ve kalitesine de dikkat ederler. Estetik çekim ve montaj çok önemlidir. Gazeteci, röportaj yaptığı vatandaşı ekrana baktırmaz, Çünkü söz, yüze verilir. Konuşan kişi sürekli olarak mikrofonu tutan kişiye odaklanır. Gazeteci, baş ve bakış boşluklarına dikkat eder. Yurttaş gazeteci için bunların hiçbirinin önemi yoktur. Gündem belirlemede sosyal medyayı kullananların gücünü inkar edemeyiz. Bazen bizden öne geçebiliyorlar. Yurttaş gazeteciliğini besleyen ana damar, sosyal medya hesaplarıdır. Dağdaki çoban dahi sosyal medyayı çok etkin bir şekilde kullanarak yurttaş gazeteciliğine katkı sağlıyor. Bir eksikleri var, her şeyin dozunu kaçırabiliyorlar.  Dezenformasyon sorununun önüne geçilebilmesi için yurttaş gazeteciliğinin kesinlikle denetlenmesi gerekiyor.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.