‘30 ülke İsrail’i tanımıyoruz dese her şey değişir’

‘30 ülke İsrail’i tanımıyoruz dese her şey değişir’

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş BTP Kadın Kolları’nın Youtube kanalında canlı yayın konuğu oldu.

BTP lideri, yoğun katılım olduğu programda BTP Kadın Kolları Başkanı Seçil Mumcuoğlu’nun sorularını cevaplandırdı.
Hüseyin Baş işgalci İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısı ve İslam dünyasının tavrı üzerine önemli değerlendirmeler yaptı.
BTP lideri, “Bizler hem hükümet olarak hem millet olarak ne yapıyoruz, sadece kınıyoruz, lanet okuyoruz. Peki fiiliyata döndüğümüz zaman ne yapıyoruz? Biz fiiliyata döndüğümüz zaman İsrail ile ilişkilerimizi hükümet olarak devlet olarak çok sıkı noktalarda ilerletmeye devam ediyoruz,  ticaretlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bu Milli Selamet Partisi iktidarları döneminde, Erbakan döneminden beri süregelen bir hadise… Yani sokakta biz İsrail'i kınıyoruz ama masada İsrail'le işbirliği yapıyoruz. Böyle bir durumumuz var. Bu samimiyete de sığmaz. Müslümanlığa da sığmaz.” Dedi.

“İsrail saldırılarının temelinde dinler savaşı var”
İsrail saldırılarının temelinde bir medeniyetler ve dinler savaşı yattığını ifade eden Hüseyin Baş, “Yani bugün oraya bir bölgesel oturum adı altında yerleşen İsrail, bugün bunun dini bir temelini, altyapısını oluşturmaya çalışıyor. Biliyorsunuz kendi inanışları çerçevesinde Süleyman Mabedini inşa etmek ve bölgede bir büyük İsrail oluşturma hedefleri var.  Şimdi buna Büyük Ortadoğu Projesi diyoruz topyekün olarak.  Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanlığı'nı yürütenler bu konuda bir çözüm üretecekler! Bu olmaz. Böyle bir çözüm zaten ortaya çıkmaz.” İfadelerini kullandı.

En somut adım Prof. Dr. Haydar Baş’tan gelmişti
Bu konuda İslam dünyasının çok net ve keskin adımlar atması gerektiğini ifade eden BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bunu da merhum Genel Başkanımız Sayın Haydar Baş ortaya koymuştu. Babam ne demişti? Mescid-i Aksa’yı İslam’ın başkenti ilan edin. Bu konuda orayı tanıyın ve buradaki irtibatlarınızı Filistin üzerinden yürütün. Şimdi bizim burada Filistin'i desteklememiz ve ‘İsrail’i ticari olarak, siyasi olarak politik olarak, sosyolojik olarak tanımıyoruz’ dememiz lazım. İsrail’e ‘Ben, seni tanımıyorum’ dediğin zaman zaten devlet olarak hiçbir hükmü ortada kalmıyor. Bunu dünyada 30 tane devlet yapsın bakın ne hale geliyor İsrail. Dolayısıyla burada adım atmak gerekiyor, harekete geçmek gerekiyor. Yoksa sokaklara dökülüp Filistin, Filistin dediğimiz zaman emin olun (bu güzel bir gönül göstergesi ama…) oradaki insanlara bunun hiçbir faydası yok.” Şeklinde konuştu.

“Bu coğrafyadan Müslümanları çıkarmak istiyorlar”
Ortadoğu’da meydana gelen olayların birbiriyle bağlantılı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Hüseyin Baş 80 yaşındaki Papa’nın Pandemi nedeniyle seyahatlerin yapılamadığı Mart ayında Irak’a yaptığı ziyarete dikkat çekti ve şu değerlendirmeyi yaptı; “Bu coğrafyayı bir şekilde planlamak istiyorlar. Bu coğrafyayı bir şekilde Müslümanların bulunduğu coğrafya halinden çıkarmak istiyorlar. Bu 10 yıllık 50 yıllık yüz yıllık bir mesele değil. Bu bin yıllık bir mesele. Soykırım dedikleri meselenin de temeli buna dayanıyor. Bugün Filistin'deki Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı zulüm de buna dayanıyor. Yine 4- 5 ay önce Beyrut limanında bir patlama yaşandı biliyorsunuz. Beyrut neresi? Beyrut Hizbullah'ın en güçlü olduğu merkez. Bölgede Hizbullah'ı çok zayıflatabilecek faaliyetler yürütüldü ve bu zincirlerin arkasında bu günleri yaşıyoruz.
“Ortadoğu'da Türkiye diğer ülkelerden farklı değerlendirilmelidir.” Diyen BTP lideri şöyle devam etti; “Ben her zaman şunu söylerim. Bu Atatürk farkı…  Atatürk olmasaydı Irak, Suriye ve aklınıza hangi Ortadoğu ülkesi geliyorsa bunlardan farklı bir durumu olmayacaktı bugün Türkiye’nin… Bugün Türkiye bunlardan kültürel açıdan, sosyolojik açıdan farklı. Bu Atatürk farkıdır. Ama şunu da biliyoruz ki bu coğrafyalarda yaşayan insanların belli hareket tarzları var, belli sabır, mihenkleri var, belli ikna yöntemleri var, her kültürün bu tip yatkınlıkları var. Dolayısıyla buraya özel çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bakın Türkiye'de hiç ummayacağınız insanların İngiliz ajanı olduklarını biz biliyoruz. Bugün rahmetle anılan, başına fes takıp insanlara vaaz eden insanların cebinden İngiliz pasaportlarının çıktığına benim babam bizzat şahitti. Bu insanlar İngiliz Sömürge Bakanlığı'nın idealleri doğrultusunda bu coğrafyalarda, bu ülkelerde faaliyetler gösterdiler. Şimdi biz ülke olarak her şeyi fark edebiliyoruz. Her şeyin önüne geçebiliyoruz, ülkenin istihbaratı, siyaseti, hükümeti hangi yapıyı söylüyorsanız her şeyin farkındayız. Uçan kuştan haberimiz var ama bu faaliyetleri anlayamıyoruz. Böyle bir şey mümkün değil. Bunlara göz yummayacağız. “

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.