İdrar yollarında taş hastalığı ülkemizde oldukça sık görülen bir sağlık sorunu olarak biliniyor. İdrar yollarında taş hastalığı, taşın bulunduğu anatomik bölgeye göre birbirinden oldukça farklı şekillerde ortaya çıkabiliyor.
Eskiden oldukça genellikle açık ameliyatlarla müdahale edilen böbrek taşları, günümüzde minimal invaziv cerrahi kapsamında kapalı yöntemlerle etkin bir şekilde tedavi edilebiliyor. Böbrek taşlarının tedavisinde son dönemlerde lazerle tozlaştırma yöntemi sıkça kullanılıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Oktay Özman, kapalı böbrek taşı cerrahisi ve lazerle tozlaştırma yöntemi hakkında bilgi verdi.
Böbrekten üretere düşen taşlar kanalı tıkayabilir
İdrar yolları böbreklerin kanı süzmesi ile meydana gelen idrarın toplandığı ve uygun zaman ve mekanda vücut dışına atıldığı bir dizi organdan meydana gelmektedir. Böbrekten süzülen idrar öncelikle böbreğin içindeki idrar kanallarında toplanmaktadır..
Böbrek taşları, içinde oluştukları böbrek odacıklarında (kaliksler) bulunabileceği gibi buralardan hareket edip, böbrek havuzuna ve daha sonra da idrar kanalına yani üretere düşebilmektedir. Böbrek içindeki taşlar çoğunlukla sessiz seyrederken üretere düşen taşlar kanalın tıkanmasına neden olmaktadır. Tıkanan idrar kanalının gerisinde idrar birikir ve kanallar şişer. Bu durum şiddetli bir yan ağrısına neden olur.
Bir insanın hayatı boyunca tecrübe edebileceği en şiddetli ağrılardan biri olan bu tabloya renal kolik denir. Taş idrar kanalı boyunca aşağı doğru hareket ettikçe ağrı da yer değiştirir. Sırtta başlayan ağrı önce bele daha sonra kasığa ve erkeklerde testislere kadar inebilir. İdrar kanallarının mesaneye açıldığı yere kadar gelen taşlar idrarda yanmaya neden olmaktadır.
Böbrek taşı her hastada farklı tabloya neden olabilir
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ultrason, tomografi gibi tıbbi görüntüleme yöntemlerinin hızla yaygınlaşması böbrek taşı tanısında bir artışı beraberinde getirmektedir. Sıvı kaybının daha çok olduğu yaz aylarında da böbrek taşlarına bağlı problemlere daha sık rastlanmaktadır. İdrar yollarında taş hastalığı, taşın bulunduğu anatomik bölgeye göre birbirinden oldukça farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Böbrek taşı dökülebilir, kırılabilir, alınabilir, tekrar oluşabilir, sessizce büyüyebilir; ağrı yapabilir, enfeksiyona neden olabilir, böbreği çürütebilir ve hatta kansere bile neden olabilir. Üst komşunuzun böbrek taşı kırılmış olabilir ama sizdeki ameliyat gerektirecek kadar büyüyebilmektedir. Kardeşiniz sancı ile acile başvurmuştur, böbrek taşı düşürüyordur. Birinin böbreğinde sessizce duran taş ise böbreğinin tüm fonksiyonlarını yok etmiş olabilir. İşte böbrek taşı bu kadar farklı tablolara neden olabilen geniş bir hastalıktır.
Küçük kesi cerrahisi ile konforlu tedavi imkanı
Böbrek taşları günümüzde minimal invaziv yani küçük kesi cerrahi yöntemi kapsamında kapalı yöntemlerle etkin bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Fakat taş hastalığı tek bir biçimde ortaya çıkmadığı için bütün hastalara uygulanabilecek tek bir standart yöntem de bulunmamaktadır.
Böbrek taşı tedavisinde her biri, taşın bulunduğu bölgeye, taşın boyutlarına ve hastanın anatomik özelliklerine göre farklı ameliyat yöntemi vardır. Her hasta, bireyselleştirilmiş bir değerlendirmeye tabi tutularak bu yöntemlerden biri ya da birkaçı aynı anda kullanılarak tedavi edilmektedir.
Böbrek taşı lazer tedavisi ile taşlar toz haline getiriliyor
Lazer enerjisinin taş kırmada kullanılmaya başlamasıyla birlikte sert taşlardaki kırma yöntemlerinde ortaya çıkabilen problemler en aza indirilmiştir. Lazer teknolojisi ile ameliyat sırasında taşların tamamını toz haline getirebilmektedir. Yeni nesil lazerler çok sert taşlarda dahi hızlı ve etkili bir taş kırma imkanı sağlamaktadır.
Yüksek frekanslarda güçlü atışlar yapabilen yeni lazerler ile küçük bir taş bulunduğu yerden kıpırdatılmadan tozlaştırılabilmektedir. Böbreğin her bir noktasına erişim imkanı sağlayan, kıvrılabilen (fleksibl) üreteroskopi cihazlarının sağladığı hareket serbestisi ile birleşen yeni nesil lazerlerin etkinliği böbrek taşı cerrahisini çok farklı bir noktaya taşımaktadır.
Son yıllarda teknoloji geliştikçe, lazerler, litotripsi adı verilen bir prosedürle, genellikle herhangi bir kesi yapmadan, taşları kırmak için kullanılmaya başlandı. Ürolog, taşı görüntülemek ve parçalamak için lazer taşıyan, esnek bir dürbünden geçer. Bu lazer fiberleri üç insan saçı kadar incedir.
Araştırmalara göre Thulium fiber lazer, böbrek taşlarını, şu anda çoğu ürolog tarafından kullanılan holmium lazerle üretilenlerden rutin olarak 10 kat daha küçük parçalara ayırabiliyor. Thulium lazer tarafından üretilen daha küçük parçacıkların böbrekten temizlenmesi veya emilmesi daha kolaydır.(indigo)