Pehlevan, “Romatoid artritli hastaların eklemlerinde hareket kısıtlılığı gelişmemesi, yaşam kalitelerinin yüksek kalması için egzersize önem vermeleri gerekir. Romatizma tedavisinde egzersizin etkisi büyük. İlaç tedavisiyle birlikte egzersiz yapılması hastaların ilerleyen dönemlerde hareket kısıtlılığı yaşamasının önüne geçiyor” ifadelerini kullandı.
Romatizma olarak da bilinen romatoid artritin, başta eklemler olmak üzere vücudun farklı bölümlerini etkileyen kronik iltihabi bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Seval Pehlevan, romatizmada eklemi oluşturan yapıların etkilendiğini belirterek, “Romatizmada vücutta artmış bir iltihaplanma söz konusu. Bu iltihaplanma eklemi oluşturan zarı etkiliyor ve etkilenme sonucunda ilgili eklem bölgelerinde şişkinlik, ağrı görüyoruz. Bu iltihaplanma kronik bir hale gelip uzun süre devam ettiğinde kemikte erozyon ortaya çıkıyor ve eklem deforme oluyor” dedi.
Vücutta devam eden bu kronik iltihaplanmanın başka organları da etkileyebileceğinin altını çizen Pehlevan, “Cilt, göz, akciğer, kalp, damar gibi organlar da romatoid artrit hastalığında hasar görebilen organlar. Romatoid artrit hastalarının yaklaşık yüzde 40’ında eklemde görülen belirtilere ek olarak bu organlara bağlı problemlerle de karşılaşıyoruz” diye konuştu.
“Eklem, göz ve akciğerde hasar meydana geliyor”
Romatoid artritin otoimmün bir hastalık olduğunu vurgulayan Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Pehleven, “Romatizma olarak tanımladığımız bu hastalık aslında bağışıklık sistemindeki bir düzensizlikten kaynaklanıyor. Normalde bildiğiniz gibi bağışıklık sistemi vücuda giren zararlı mikroorganizmaları tanıyıp onları yok etmekle görevli. Romatoid artritte ise bağışıklık sisteminin işleyişinde bir sorun ortaya çıkıyor ve bu sistem vücudun kendi yapılarına zarar vermeye başlıyor. Sonuç olarak da eklem, göz, akciğer, kalp gibi yapılarda hasar meydana geliyor” ifadelerini kullandı.
“İlk belirtiler eklemde görülüyor”
Romatoid artritin ilk belirtilerinin genellikle eklemlerde görüldüğüne dikkat çeken Pehlevan, “Romatizmanın ilk etkilediği yerler çoğunlukla el ve ayak parmak eklemleri oluyor. Hastalık ilerledikçe el bileği, ayak bileği, diz, dirsek, kalça ve omuz eklemlerini de etkisi altına alıyor. Ayrıca hastalarda eklemler genellikle vücutta simetrik olarak tutuluyor. Yani hastanın sağ eldeki el bileği etkilendiyse aynı etkilenmeyi sol el bileğinde de görüyoruz” dedi.
Etkilenen eklemde görülen semptomlarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Pehlevan, “Eklemde ağrı, kızarıklık, şişlik, hassasiyet ortaya çıkıyor. Hastalarda sabah uyanınca veya uzun süre hareketsiz kalınca belirginleşen tutukluk, eklem katılığı görülür. Ayrıca saydığım eklem problemlerine ek olarak hastalarda iştahsızlık, yorgunluk, ateş gibi belirtilerle karşılaşabiliyoruz” diye konuştu.
Romatoloji Uzmanı Pehlevan ayrıca hastalığın atak dönemlerinde belirtilerin şiddetlenebileceğini, remisyon olarak adlandırılan sönümleme dönemlerinde ise belirtilerin hafifleyebileceğini belirtti.
“Tedavide egzersizin rolü büyük”
Romatizma tedavisinin, hastalığın şiddetine ve hastanın ne zamandır bu hastalığa sahip olduğuna göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Pehlevan, şu bilgileri paylaştı: “Romatoid artrit tedavisinde farklı ilaç grupları kullanılabiliyor. Hastalığın tedavisinde erken tanı çok önemlidir. İlerleyici sakatlığın önüne geçmek için erken tedaviye başlanmalıdır. Yine biyolojik ilaç dediğimiz son dönemlerde kullanıma girmiş yeni ajanları da romatizma tedavisinde verebiliyoruz. Romatoid artritli hastaların eklemlerinde hareket kısıtlılığı gelişmemesi, yaşam kalitelerinin yüksek kalması için egzersize önem vermeleri gerekir. İlaç tedavisiyle birlikte egzersiz yapılması hastaların ilerleyen dönemlerde hareket kısıtlılığı yaşamasının önüne geçiyor. Bu tedavi yaklaşımı ile hasta ellerini, ayaklarını rahatça kullanabiliyor. Öz bakımını başkalarına ihtiyacı olmadan yapabiliyor. Düzenli egzersiz de romatoid artriti olan hastalara önerdiğimiz bir diğer uygulama.”