Safra kesesi karaciğerin üretmiş olduğu safrayı depolayan, karaciğere yapışık bir organdır. Sindirim sırasında depoladığı safrayı ana safra kanalı aracılığıyla onikiparmak barsağına boşaltarak özellikle yağ sindiriminde önemli rol oynuyor. Safranın içeriğinde lesitin, kolesterol ve safra tuzları gibi karaciğerden süzülen atıklar ve sindirim için gerekli enzimler bulunuyor.
Safra kesesi taşları nasıl oluşur?
Bu maddelerin oranlarında bir bozulma olduğunda safrakesesinde çökeltiler oluşmaya başlıyor ve bu çökeltiler zamanla büyüyerek taş oluşumuna neden oluyor. Bu taşlar genellikle kolesterol taşları olsa da, nadiren kan yıkımının olduğu bazı kan hastalıklarında (sferositoz) billurbin taşları da oluşabiliyor. Safra kesesi taşları tedavi edilmezse daha ciddi problemlere neden olabiliyor. Safra kesesinin alınması kesin tedavi olarak görülüyor.
Safra kesesi taşı ne gibi rahatsızlıklar verir?
Safra kesesinde taş olan hastalarda hiçbir şikayet olmayacağı gibi, sorgulandığında çoğunda hazımsızlık, şişkinlik, geğirme gibi dispeptik yakınmalar mevcuttur. Özellikle yağlı gıda tüketiminden sonra bu şikayetlerde artış görülür. Bazen safra kesesindeki taşların, safra kesesi kanalını geçici bir süre tıkamasına bağlı üst karın bölgesinden başlayarak sırta yayılan ağrı şikayeti de görülebilir. Safra koliği denilen bu ağrı, genellikle kendiliğinden geçer ancak çoğunlukla tekrarlar. Bir kaç dakikadan bir kaç saate kadar sürebilir. Safra kesesi iltihaplanmasında ise (akut kolesistit) bu ağrı kalıcıdır. Ayrıca ağrıya eşlik eden ani başlayan bulantı, kusma, ateş, bazen sarılık, sağ omuz ağrısı gibi şikayetler de görülebilir. Safra kesesi taşlarının, ana safra kanalına düşüp tıkanmaya yol açtığı durumlarda da bulantı, kusma, karın ağrısı, titremeyle yükselen ateş, sarılık gelişebilir. Nadiren de taşların pankreas kanalına zarar vermesi sonucu akut pankreatit gelişebilir. Bu durumda benzer şikayetler görülse de, tedavisi daha uzun ve komplikedir.
Safra kesesi iltihabı nasıl kurutulur?
Safra kesesi iltihabı semptomları ile başvuran hastaların yapılan muayenesinde, karın sağ üst kadranında bastırmakla ağrı ve kas rijiditesi saptanır. Bu bölgeye yapılan baskı ile nefes alırken hastanın nefesinin ağrı nedenyle kesilmesi ‘’Murphy‘’ işaretidir. Tanı koymakta değerli bir bulgudur. Bu bulgularla yapılan üst batın ultrasonografisi ile kesin teşhis konulmuş olur. Genellikle iltihaplı safra kesesi şiş, ödemli, duvar kalınlığı artmış ve ilerlemiş vakalarda etrafa sıvı salmış olarak izlenir. Bu hastaların mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. İlk 24 – 72 saat içinde başvuran hastalarda, öncelikle cerrahi tedavi tercih edilir. Daha geç başvuran hastalar ise ilk günlerde damardan antibiyotik tedavisi ile izlenir. Bunun sebebi iltihaplı organın cerrahisinin komplikasyonlara sebebiyet verebilmesidir. Medikal tedavi ile kliniğinde düzelme görülen hastalar oral antibiyotik ve antienflamatuar tedavi başlanarak ayaktan takibe alınabilir. Kliniğinde düzelme görülmeyen, enfeksiyonu ilerleyen hastalarda kolesistektomi tedavide ilk seçenektir. Ancak riskli hastalarda girişimsel radyoloji tarafından perkütan kolesistostomi dediğimiz, safra kesesine kateter yerleştirilmesi ve içeriğinin boşaltılması hem tedavi edici hemde zaman kazandırıcı bir seçenektir.
Safra kesesi iltihabı tedavisi kaç günde geçer?
Safra kesesi iltihabı tanısı konulmuş, ilk planda ameliyat edilmeyecek hastaların yatarak damardan antibiyotik tedavisi her şey yolunda gittiği taktirde 2 ile 7 gün arasında sürmektedir. Sonrasında ağızdan verilecek antibiyotik tedavisi ile birlikte hastalar belli aralıklarla poliklinik takibi ile izlenmelidir. Bu takip esnasında gidişatla ilgili anamnezi dikkatlice sorgulanmakta, muayenesi yapılmakta, kan tetkikleri, enfeksiyon parametreleri ve üst batın ultrasonografileri tekrar edilmektedir. Genellikle ayaktan antibiyotik tedavisinin 2 – 3 hafta devam edilmesi gerekmektedir. Unutulmaması gereken konu safra kesesi iltihabı geçiren hastaların esas tedavisi cerrahi yani kolesistektomidir. İlaç tedavisinin amacı hastayı güvenli cerrahiye hazırlamaktır. Antibiyotik tedavisi kesilse bile safra kesesi iltihaplanmasından sonra ameliyat için ideal zaman 4-6 hafta sonrasıdır.
Safra kesesi iltihabı tedavi edilmezse ne olur? Safra kesesi iltihabı öldürür mü?
Safra kesesi iltihabı %95 safra kesesi taşlarına bağlıdır. Safra kesesi kanalının taşla tıkanması safra kesesinde şişmeye sebep olmaktadır. Olay başladıktan sonra safra kesesinde önce kimyasal, sonra bakteriyel iltihap gelişmektedir. Tedavi edilmeyen olgularda basınç artışı ile safra kesesi duvarında iskemi (dolaşım problemi) gelişmekte, zamanla kangrene ve delinmeye sebep olmaktadır. Bu ise karın boşluğuna enfesiyonun yayılmasına sebebiyet veren, hayatı tehdit edici, ölüme sebebiyet verebilen bir durumdur. Tüm akut kolesistitlerin %10'unda delinme gerçekleşebilmektedir. Bunun dışında tedavi edilmeyen olgularda, safra kesesi ampiyemi denilen safra kesesinin içinin pü (iltihap) ile dolması, kese etrafında apse gelişmesi (en sık görülen komplikasyondur) veya safra kesesinin bağırsağa yapışarak fistül olması (bağırsağa açılması) diğer görülebilecek komplikasyonlardır. Komplikasyon gelişen hastaların medikal veya cerrahi yolla tedavisi hem doktor hem de hasta için daha zordur. Tedavi süreci de daha uzundur.
Safra taşları hangi sıklıkta görülür?
Safra taşları, gastrointestinal sistemi etkileyen en yaygın rahatsızlıklardan biridir. Batı toplumlarında 50 yaş altı kadınlarda yüzde 11-15, erkeklerde ise yüzde 3-11 oranında görülüyor. Yaşın ilerlemesiyle sıklığında da artış oluyor. Oluşumu için kesin bir sebep yok. Kadınlarda daha sıklıkla görülen safra kesesi taşlarında cinsiyet, çok doğum yapmış olmak, ailesinde safra taşı hikayesi olması, obezite, hızlı kilo verme, diyabet, uzun süre damardan beslenme uygulanması gibi risk faktörleri var.
Safra kesesi taşları nasıl teşhis edilir?
Safra kesesi taşlarının tanısı üst batın ultrasonografisi ile konuluyor. Komplikasyon gelişmemiş olan hastalarda yapılacak olan kan tetkiklerinde anormallik saptanmayabiliyor. Safra kesesi veya safra yolları iltihaplanması, pankreatit gibi durumlarda kan tetkikleri tanıda yol gösteriyor. Batın tomografisi ve manyetik rezonans incelemesine gereksinim olabiliyor.
Safra kesesi taşının tedavisi nedir?
Bu tablonun kesin tedavisi safra kesesinin alınmasıdır. Geçmişte taşların ilaçla eritilmesi yöntemleri denense de işe yaramadığı görüldü. Taşlar ilaçla erise bile, kesin çözüm için, hastalanan ve taş üreten organın ortadan kaldırılması gerekiyor.
Ameliyat şart mıdır?
Semptomatik ve komplikasyonlara yol açmış olan hastaların mutlaka ameliyat edilmesi gerekiyor. Asemptomatik olan; yani şikayete yol açmayan, tesadüfen saptanmış olan taşların ameliyat edilmesi tartışmalı olabilir. Bu taşların yaşam boyu sorun çıkarma olasılığı oldukça düşüktür (yüzde 2-3). Hastalar, “Şikayetim yok, olduğunda başvururum” diyebilir. Bu da bir yaklaşım. Ancak hastalar çıkaracağı problemlerin ciddiyeti konusunda bilgilendirilmeli. Biz, hiçbir şikayete yol açmasa bile, ana safra kanalına düşme riski nedeniyle çok sayıda milimetrik taşları olan hastalara ameliyat öneriyoruz. Büyük ve tek taşı olan, kanala düşme riski olmayan, özellikle yaşlı hastalarda riskleri hastayla paylaşıp takip edebiliyoruz. Genç hastalara ise ileride ilave rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini düşünerek öncelikle ameliyatı öneriyoruz.
Safra kesesi taşları kansere yol açabilir mi?
Bu konuda bir kanıt yok ama şöyle bir gözlem var; safra kesesi kanseri nedeniyle ameliyat edilen hastaların yüzde 90'ında safra kesesinde taş saptanmıştır. Taştan dolayı kanser olduğuna dair bir bulgu yoktur. Safra kesesi kanseri nadir görülen, tedavisi kolay olmayan, hızlı ilerleyen bir kanser türüdür.
Çocuklarda da safra taşı görülür mü?
Çok nadir de olsa görülebiliyor. Bunun altında anatomik bir bozukluk veya bir kan hastalığı olabileceği akılda tutulmalı. Tedavisi ise erişkin hastalar için öngörülen cerrahi yöntemdir.
Gebelikte safra taşı tedavisi nasıl yapılıyor?
Gebelikteki sessiz taşlara herhangi bir müdahalede bulunulmamalıdır. Ancak komplikasyonlara sebep olmuşsa tedavi etmek gerekir. Ameliyat gebeliğin son döneminde olsa bile gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle dikkat edilmesi gereken diğer grup ise diyabetik hastalardır. Bu hastalarda şikayete yol açmasa bile safra taşlarının tedavi edilmesi gerekir. Çünkü komplikasyon gelişimi durumunda tedavisi çok daha zor ve seyri daha kötü olabilmektedir.
Safra kesesi taşı ameliyatı nasıl yapılıyor?
Ameliyatta altın standart laparoskopik (kapalı) ameliyattır. Bu sayede hasta günlük aktivitelerine ve işine daha kısa bir sürede dönebilir. Bu ameliyat için hastanede bir gün yatmak yeterli olur. Ana safra kanalında taş olması durumunda laparoskopik kolesistektomiden önce ERCP dediğimiz endoskopik yolla taşın safra kanalından alınması gerekir. Ameliyat ancak ERCP sonrasında yapılabilir.
Ameliyat sonrasında nelere dikkat edilmelidir?
Bazı hastalarda özellikle yağlı, yumurtalı gıdalara, kızartmalara karşı hazımsızlık gelişebiliyor. Bunun sebebi, safra deposu görevini üstlenen organın olmamasıdır. Zaman içinde karaciğer bu durumu kompanse eder. Genellikle 4-6 hafta kadar sürebilen bu durum basit ilaç tedavileriyle önlenebilir. Ameliyat sonrasında kesin bir diyet kısıtlaması olmamasına rağmen bu tip gıdalara karşı dikkatli olunması gerekir.
Safra kesesi taşlarının neden olabileceği hastalıklar nelerdir?
Kolesistit (safra kesesi iltihabı): Safra kesesi ağzının taşla tıkanması sonucunda safra kesesi içeriğini boşaltamaması nedeniyle şişip, iltihaplanabilir. Bu hastalarda yüksek ateş, titreme ve şiddetli karın ağrısı görülür. Tedavi edilmezse safra kesesinin delinmesi, enfeksiyonun kana yayılması gibi ciddi problemlere yol açabilir.
Sarılık: Ana safra kanalının safra taşıyla tıkanmasına bağlı olarak gelişir. Bu komplikasyon tıkanma sarılığı olarak adlandırılır. Karaciğerden akan safranın bağırsağa ulaşamaması ve kanda birikmesi sonucu gelişir. Bu durum, taş haricinde, kanser gibi başka rahatsızlıklarda hastalıklarda da görülebilmektedir.
Safra yolu iltihabı: Ana safra yolunu tıkamış olan taşlar enfeksiyon gelişimi için mikropların tutunması ve üremesi için uygun ortam oluşturur. Safra yollarında mikrop üremesi durumunda kolanjit denilen, titremeyle yükselen ateş, sırta vuran karın ağrısı, bulantı, kusma gibi şikayetler görülebilir. Mikrobun kana karışması durumunda sepsise (kan zehirlenmesi) yol açabilmektedir.
Akut pankreatit (pankreas iltihaplanması): Ana safra kanalından bağırsağa akan veya ana safra kanalını tıkayan taşların pankreas kanalını da etkilemesi sonucu gelişir. Bu komplikasyon yüzde 90 oranında tedaviyle iyileşirken, yüzde 10'u ağır seyretmektedir. Ağır seyreden pankteatit, tedaviye rağmen, bazen yaşam kaybına sebep olabilmektedir.
Safra kesesi taşları hangi şikayetlere neden olur?
Safra kesesi taşları asemptomatik ve semptomatik olarak ikiye ayrılıyor.
Asemptomatik safra kesesi taşları: Safra taşlarının büyük çoğunluğu asemptomatik seyretmektedir. Genellikle başka sebeplerle veya check-up esnasında tespit edilen bu taşlar, herhangi bir şikayete yol açmazlar.
Semptomatik safra kesesi taşları: En çok hazımsızlık, şişkinlik, bulantı gibi safra kesesine özgü olmayan şikayetlerle kendini gösterir. Bu yakınmaların çoğu mide rahatsızlıkları ve irritabl barsak sendromu hastalarında da görülen bulgulardır. Tipik şikayet ise yemeklerden 15-60 dakika sonra başlayan şiddetli, bazen sırta vuran üst karın ağrısıdır. Bu duruma ‘biliyer kolik’ denilmektedir. Yağlı, yumurta ve kızartmalar gibi sindirim için safra gereksinimi çok olan gıdaların tüketimi sonrasında çok daha sık görülmektedir.
Safra kesesi taşlarının, tedavi edilmediği takdirde, daha ciddi problemlere (komplikasyonlara) yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu potansiyellerinden dolayı asemptomatik olan çoğu hastanın da ameliyat edilmesi gerekebilmektedir.
Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu
Bayındır İçerenköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı