''Ramazan-ı Şerif ayının son on gününe girmiş bulunmaktayız. Bizi bu günlere kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz hamt ve senalar olsun. Hiç şüphesiz senenin en kıymetli on günüdür bu günler. Çünkü Kur’an-ı Kerimde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesinin bu on gün içerisinde olması kuvvetle muhtemeldir. Rivayetlerin çoğu da bu doğrultudadır.
Kadir, sözlükte, hüküm, şeref, güç, yücelik gibi anlamlara gelir. Dini literatürde, “leyletü’l kadr” şeklinde Kur’an-i Kerim’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan Kur’an-i Kerim’in 97. Kadir süresi, bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Bu sürede yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik, Kadir Gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin, Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır, Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rab’lerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir” [1]
Görüldüğü üzere bu ayette, Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiği ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilmektedir. Hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiği anlaşılmaktadır.[2]
Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihai mesajı olan Kuran-i Kerimin indirilmesi, insanlığın hidayetine bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam ve değer taşır. [3]
Peygamberimiz (sav) bir hadisi şerifte, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanabilmelerine karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiğini bildirmektedir. [4]
Bir gün Resulullah (sav) efendimiz, İsrail oğullarından Allah’a 80 sene ibadet edip bir göz açıp kapayacak süre bile isyan etmemiş olan dört kişiden bahsetti, bunların Eyüp (a.s.), Zekeriya (a.s.), yaşlı adamın oğlu Hazkiyal ve Yuşa bin Nun olduğunu bildirdi. Resullullah (sav)in ashabı, bu duruma hayran oldular. Bunların makam ve derecelerine ulaşmanın imkânsız olduğunu düşündükleri sırada Cebrail (a.s.) gelip dedi ki, “ Senin ümmetin bu kişilerin seksen yıllık ibadetlerin hayran oldular, hâlbuki Allah Teâlâ ondan daha hayırlı iyi bir şeyi senin ümmetine indirdi.” Ve Kadir süresini okudu. Peygamber (sav) Efendimiz ve beraberindekiler bunun üzerine çok sevindiler.” [5]
Bu sürede bildirildiğine göre, bu gece Allah’ın izniyle melekler ve Cebrail yeryüzüne inerler ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenlik hâkim olur. Kadir süresinde verilen bilgiler, Kuran’ın Ramazan ayında (Bakara 185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (Duhan 3-4) indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında, Kadir gecesinin Ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu gecenin daha çok Ramazanın son 10 veya son 7 günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler [6] gecenin tespitiyle ilgili bize bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahabeden gelen rivayetlerde en çok Ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da [7] bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde de, hazreti Peygamberin Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahabenin Resulullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da konunun zihninden silindiği bildirilmektedir. [8]
Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin vaktinin bildirilmesi halinde Müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Hâlbuki kısmi belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün Ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin zamanının bildirilmesi yoluyla Müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tazimde aşırıya kaçmaları önlenmiş oldu. [9]
İnsanlar Kadir Gecesi yaptıkları amellere güvenip, “Biz bin aydan daha hayırlı bir geceyi ibadetle geçirdik. Allah (cc) bizi bağışladı. Allah katında dereceler, mükâfatlar ve cennetler kazandık” derler ve artık hiçbir ibadet yapmaya gerek ve lüzum görmezler. O gece yaptıklarına dayanıp güvenirler, ümitleri ağır basar ve sonra helak olurlar.
Nitekim ömürlerin ne zaman sona ereceği konusu biz kullara bildirilmemiştir. Ömrü uzun olan kişinin; “ şehevi arzularımı tatmin ederim, dünyanın nimet ve güzelliklerinden tadabildiğim kadarını tatarım, hayatımda helal haram gibi hiçbir ölçü tanımadan yaşarım. Ömrümün sonuna doğru da tevbe eder ve Rabbime ibadetle meşgul olurum. Böylece tövbekâr ve Salih bir kul olarak ölürüm” dememesi için ömrün ne zaman biteceği biz insanlara bildirilmemiştir.
Bu suretle kul, daima ölümden korku ve çekinme hali üzere olsun, devamlı hayırlı işler yapsın, tövbe ve Salih ameller işlemeye devam etsin. Ramazan-ı Şerif ayını ve tüm zaman dilimlerini ibadetle geçirsinler. Böylece ölüm kişiye iyi bir hal üzere gelsin. Böylece ahrette azaptan kurtulmuş olarak, Allah’ın rahmet ve cennetine kavuşmuş olsun.
Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “İnanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceğini” müjdelemiştir. [10]
Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber (sav) dünyevi işlerinden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de ibadet için uyanık tutardı. [11]
Hz. Aişe (r.a) validemiz : “Ya Rasulellah (sav) Kadir gecesine rastladığım zaman nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz (sav) : “ Ey Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua ve niyazda bulunmasını buyurmuştur. [12]
Ebu Hureyre (r.a.) dan : Ramazan ayı geldiğinde Resulullah (sav) şöyle buyurmuş : “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır, o ayın orucunu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.” [13]
Kadir gecesi, yüce dinimiz İslam’ın en şerefli, en faziletli ve en ihtişamlı gecelerinden en başta gelenidir. Kadir gecesi, İslam güneşinin, Kuran meşalesinin dünyayı aydınlatmaya başladığı mübarek bir gecedir. Bu gece, kalbi Kuran nuru ve peygamber müjdesi ile parlayan, alnı secde izleri ile nurlanan müminler için af ve mağfiret gecesidir.
Bu gece melekler yeryüzüne inerken bereket ve rahmette iner, Kuran okunduğu zaman melekler yeryüzüne inerler. Bu gece her iş için bir selamet ve saadet gecesidir. Bu gece selamet gecesidir. Şeytan bu gece Müslümanlara kötülük yapmaya ve eziyet vermeye güç yetiremez. Bu gece çakıl tanelerinden daha çok sayıda melekler yeryüzüne inerler. Bu gece ibadet edip, gündüz oruç tutmak, gece kıyam etmek (geceyi ibadetle geçirmek) bin aydan daha hayırlıdır. [14]
Şüphesiz güzel olan, her zaman ve her vakit ibadet ve dua etmektir. Bunu Ramazan ayında daha çok, Ramazan’ın son on gününde biraz daha çok, ayrıca Ramazan’ın tek gecelerinde gücümüzün yeteceği kadar çok daha fazla ibadet edilmesi hepsinden daha güzeldir. Duanın ve niyazın, Allah’a kulluğun çok fazla yapılması güzel görünmektedir. Bu gecenin kadrini bilen ve onu iyilikle ve ibadetlerle ihya eden kimse Allah katında yüksek yer ve şeref sahibi olur.
Yüce Allah’ın biz kullarına olan sonsuz inayet ve rahmeti sayesindedir ki Cenabı Hak zamanların ve mekânların bir kısmını diğerlerinden üstün ve faziletli kılmıştır. O zaman ve mekânlarda yapılan ibadet ve iyiliklere bahşedeceği mükâfat ve sevapların çok daha fazla olacağını bize bildirmiştir. Şöyle ki, mekânlardan Kâbe-i Muazzama, Ravza-i Muahhara, Arafat Dağı, Müzdelife ve Mina mübarek mekânlardandır. Burada yapılan ibadetler diğer yerler ile kıyas edilemeyecek derecede faziletlidir. Aylar içinde Ramazan ayı, haftanın günleri içinde Cuma günü, geceler içerisinde ise Kadir Gecesi bu yüceliklere haiz bulunan mübarek zamanlardır.
Bu gece bin aydan daha hayırlı olan ve fecre kadar devam selam ve esenlik dolu bir gecedir. Bu gece oruç, Kuran, teravih ve diğer ibadetlerle temizlenen müminlerin, meleklerle melekleştiği şükran gecesidir.
O halde, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in kâinatı aydınlatmaya başladığı, meleklerin Allah’a kulluk eden müminleri müjde ile kuşattığı, Rabbimizin af ve mağfiretinin coştuğu ve bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen selam ve kurtuluş gecesi olan Kadir gecesini gafletle, dalgınlıkla, ibadetten uzak geçirmeyelim.
Bu geceyi tam bir ihlâs ve samimiyetle Kuran okuyarak, namaz kılarak, tövbe ve istiğfar ederek, efendimize selat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızı, akraba ve komşularımızı, fakir ve yoksulları sevindirerek, geçmişlerimizi rahmetle anarak geçirmeliyiz.
Günahlarımızdan kurtulmak, dünya ve ahiret saadetine ulaşmak için yüce Allah’ın bize ihsan ettiği mübarek gecelerin en büyüğü ve en faziletlisi olan Kadir gecesini ihmal etmek, ibadetsiz ve boşa geçirmek müslümana yakışmayan bir davranıştır.
Bu sebeple Müslümanlar Ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunun işaret ettiği 27. geceyi kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen göstermelidirler.
Ebu Zer (ra)’dan, ben dedim ki, “Ey Allah’ın Resulü, bana Kadir gecesinden haber verir misin? O Ramazan ayında mıdır, yoksa başka bir ayda mıdır?” Peygamber (sav) buyurdu ki: “O Ramazan ayındadır.” Ben dedim ki, “Peygamberler yaşadıkça onlarla beraber bulunup, onlar göç edince Kadir gecesi kaldırılır mı? Yoksa kıyamete kadar baki midir?”. Peygamber (sav) buyurdu ki: “ Kadir gecesi Kıyamete kadar bakidir”. Ben: “ Hangi Ramazan’dadır?” diye sordum. Buyurdular ki: “Onu ilk ve son on günde arayın”. Sonra Resulullah (sav) söze daldı, birileri ile konuştu. Ben O’nun daldığı bir anı yakalayıp dedim ki: “Kadir Gecesi hangi yirmidedir.” Resulullah (sav) buyurdular ki: “ Onu son on günde ara, daha da bana bir şey sorma”. [15]
Ramazan ayının 27. gecesi İslam âleminde Kadir Gecesi olarak bilinir ve kutlanır. Çünkü bu gece hayırlarla dolu olayların meydana geldiği mübarek bir gecedir. Kadir Gecesi, gecelerin en faziletlisi ve bereketlisidir. Bu gece çok değerli ve müstesna bir gece olduğundan Kur’an-ı Kerim’de müstakil bir sure ile yüceltilmiş, 97. sure olan Kadir suresi buna tahsis edilmiştir.
Buharı’nın pek çok rivayetlerine göre, Kadir Gecesinin Ramazanın son on gecesinden birinde olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz Ramazanın son on gününde, her zamankinden daha fazla ibadet eder, aile fertlerini de ibadet için kaldırırdı.[16] Ayrıca Peygamberimizin rastladığı Kadir Geceleri hakkındaki rivayetler arasında 27. geceye ait olan rivayetler, âlimlerin çoğunluğu tarafından tercih edilerek, bu gece Kadir Gecesi olarak zamanımıza kadar kutlana gelmiştir.[17]
Yüce Rabbimiz çeşitli zamanlarda bizlere sayısız fırsatlar ve imkânlar sunmaktadır. Bu fırsat ve imkânları en güzel ve verimli bir şekilde değerlendirmeliyiz. İnsanlar arasında da bazı zamanlarda mesai yapanlara, normal zamanlardan çok daha fazla ücret ödenir. Bazen genel af ilan edilir ve büyük cezalar dahi bağışlanır. Bütün bunları düşündüğümüzde Kadir Gecesinin anlamı ve kıymetini daha iyi kavrarız. Çünkü Yüce Allah, kullarından daha cömerttir, Kerimdir, Gafur’dur, Rahimdir. O’nun hazinesi, cömertliği, keremi ve bağışlaması başkalarınınkiyle asla kıyaslanamaz. Maddi ve manevi nimetler, hazineler O’nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de O bilir. İşte Kadir Gecesi, O’nun biz Müslümanlara adeta bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir.[18]
Kadir Gecesini her zamankinden daha fazla Kur’an okuyarak, manasını anlayarak, namaz borcu varsa kaza namazı kılarak, nafile namaz kılarak, tövbe istiğfarda bulunarak ve dua ederek değerlendirilmeli; Hayatımızın ve yaşantımızın Kur’an ve sünnete uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalı; dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız.
Bu geceyi hayatımız için bir fırsat bilmeli, manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, yaklaşık seksen kusur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden, gerektiği şekilde istifade etmeliyiz. Sayısız manevi güzelliğin yaşandığı ve mükâfatın sınırsız olarak verildiği bu gecede; özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı artırmaya, kötü davranışlarımızdan uzaklaşarak kalbimizdeki manevi kirleri temizlemeliyiz.[19]
Kadir Geceniz mübarek olsun. Mevla’m cümlemizi Ramazan Bayramına kavuştursun.
“Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, biz Müslümanları da affeyle”.