Belirttiğimiz dönemlere ilişkin gıda maddelerindeki fahiş fiyat artışlarının tüketicin yaşamını çok büyük ölçüde olumsuz etkilemeye devam etmektedir.
Ülkemizde yaşanan fiyat artışlarını, 2022 ve 2023 yıllarında ayrı ve/veya birlikte ele aldığımızda ortaya çıkan mutfak enflasyonun boyutunun ürkütücü düzeyde olduğu görülmektedir.
Günümüz itibariyle artık kontrol edilemez bir hale gelen fiyat artışlarını nelerin etkilediğine baktığımızda, başta akaryakıt ürünleri olmak üzere, enerji kaynaklarına yapılan fahiş orandaki zamların, dolaylı vergilerin tüm üretim ve tüketim süreçlerine olumsuz etkileri olduğu açıktır.
Diğer yandan, 2023 yılında da üretim girdileri yanında, fırsatçılar tarafından spekülatif uygulamalarla kat be kat yapılan fahiş zamlar tüketiciyi Tüketmektedir.
Fiyatlar kontrolden çıktı!
Gerçekleşen fiyat artışları sonucunda, 31.12.2023 itibariyle 40,00 TL sınırını aşan akaryakıt ürünlerdeki artışlar her defasında iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarına yansıtılmakta olup, akaryakıt ürünlerine yapılan indirimlerin mal/hizmet fiyatlarına indirim olarak yansıtılmaması ve yeniden yapılan fiyat artışlarının fiyatlara yansıtılması yanında dolaylı vergi oranlarının sürekli olarak artırılması sonucu fiyat artışları tüm tüketim maddelerine kontrolsüz bir biçimde yansıtılmış ve bu nedenlerle tüketiciler daha da yoksullaşarak cehennem azabını yaşamaya devam etmektedirler.
Tüm bu olumsuzlukların yanında konut kira-satış fiyatlarının geldiği nokta çok önemli barınma sorunu ortaya çıkarmış olması tüketicileri bu açıdan da oldukça zorlamaktadır.
Bugün tüketiciler artık kira+beslenme+faturalar sarmalı içinde kaybolmuşlardır. Sosyal yaşamın olmazsa olmazlarından kültür, sanat, gezi, vd. sosyal faaliyetleri artık gerçekleştirmek mümkün değildir.
TÜİK in yıllık bazda açıkladığı enflasyon oranları anlamını ve gerçekliğini yitirmiştir.
Bu durumla ilgili, TÜİK in açıklamış olduğu enflasyon oranları yanında gerek bağımsız enflasyon araştırma grubu ENAG, gerekse İstanbul Ticaret Odasının açıklanan gıda enflasyonu oranlarıyla birlikte değerlendirdiğimizde büyük bir çelişki ortaya çıktığı gibi tüketicinin nasıl bir girdaba sürüklendiğini de daha net görebiliyoruz. Bu kuruluşların yaptığı ölçümler arasındaki önemli ve büyük fark kamuoyunda ister istemez tartışmaya açılmış ve tüketiciler açısından önemli ölçüde güven sorunu yaratmıştır/yaratmaktadır.
Özellikle de, 2023 yılında Gıda fiyatları dünyada yüzde 10 düşerken Türkiye’de yüzde 72 artması manidardır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi’nin 2023 yılının önceki yıl seviyesinin yaklaşık yüzde 10 altında kapattığını duyurması yanında aynı dönemde TÜİK gıda fiyat endeksine göre ise ülkede gıda fiyatları yüzde 72 artış göstermesi sorunun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, TÜİK in 2023 yılı için açıkladığı yüzde 64,7 enflasyonun, yaşamımızda hissedilen oranı %129,4 olduğunu açıklanmış olup, kamuoyuyla paylaşılan resmi verilerle ‘hissedilen enflasyon’ farkın nedenini tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarına bağlanmıştır.
Tüketici Örgütleri Konfederasyonu araştırma merkezi (TÖK-AR) olarak yaptığımız çalışmalar sonucunda, 2022 yılında başlayan ve 2023 yılında da devam eden tüketici yaşamını olumsuz etkileyen fahiş fiyat artışları, her geçen gün boyut kazanarak alım gücünü yer ve yeksan etmiştir.
Yaşanmakta olan tüm bu olumsuzlukların konutlarda kira ve satış fiyatlarına yansıtılmasıyla da önemli bir barınma sorunu yaratılmış olup bu durum tüketicileri her geçen gün daha da zorlamaktadır.
Açıklanan yeniden değerleme oranlarındaki %58,46 artış tüketicinin yaşamına (Pasaport, Sürücü belgesi, Kimlik kartı ücretlerine, harçlara, cezalara, vergilere vb.) yansıtılırken ülke nüfusunun büyük bir bölümünün (emekli+memur ve diğer çalışan) 2023 yılı için belirlenen 17.002 TL asgari ücret ile memur ve emeklilerinin maaşlarına yapılan %49,25 artış yanında, 6 aylık enflasyon oranı olan %37,56 ve sonradan eklenen %11,69 ek emekli maaşı artışlarının gerek fiyat artışları karşısında, gerekse yeniden değerleme oranları karşısında tüketicinin durumunu gözler önüne sermektedir.
Ayrıca, yapılan ek artış olan %11,69 oranındaki tutar emeklilerin kök maaşına yansıtılmadığı görülmüştür.
Artık tüketiciler zamanının büyük bölümünü halk ekmek büfeleri ile et süt kurumu mağazaları önünde kuyruklarda geçirdiği gibi, zincir marketler arasında kekik dokuyarak ihtiyaca binaen en uygun fiyatlı temel ürünlere ulaşma çabası içindedirler.
Diğer yandan tüketiciler kira+beslenme+fatura sarmalı içinde kaybolmuşlardır. Sosyal yaşamın olmazsa olmazlarından kültür, sanat, gezi, vd. sosyal faaliyetleri artık gerçekleştirmek mümkün değildir.
TÜİK in açıkladığı enflasyon oranları gerçekleri yansıtmadığı gibi, bu oranlar dikkate alınarak yapılan maaş artışları ise yaşanan sorunları büyütmekten öte bir işe yaramamaktadır.
Açıklanan asgari ücretin ve milyonlarca emeklinin maaşlarının açlık sınırının altında kalması kabul edilemezdir. TÜİK in açıklamış olduğu enflasyon oranları tüketiciler açısından önemli ölçüde güven sorunu yaratmıştır/yaratmaktadır.
Tüketicinin olmazsa olmazı olan temel gıda maddelerinin 2023 yılı fiyat artışlarına baktığımızda, zam şampiyonlarının, Zeytinyağı%193, Kaşar peyniri % 119, Sucuk % 84, Süt% 107, Çay%100, Tereyağı% 84,
Pirinç% 51, Mercimek%100, Kuru fasulye%69, Bulgur%60, Beyaz Peynir%65, Kıyma%126, Kuşbaşı%143 Su% 89, Ekmek%60 olduğu görülmüş olup, listedeki diğer temel ürünlerde değişik oranlarda artmaya devam etmiştir/etmektedir.
TÖK Araştırma Merkezinin (TÖK-AR)
01.Ocak/31.Aralık-2023 Temel Gıda Maddeleri Araştırması
5 zincir market ortalaması | OCAK | ARALIK | %DEĞİŞİM |
Kuru Soğan/kg./TL | 12,50 | 11,90 | -5% |
Patates/kg./TL | 13,90 | 18,90 | 40% |
Kaşar Peynir/kg/TL | 201,00 | 440,00 | 119% |
Beyaz Peynir/kg./TL | 199,95 | 332,00 | 65% |
Süt/lt./TL | 21,95 | 45,45 | 107% |
Tereyağı/kg./TL | 199,95 | 365,00 | 84% |
Kıyma/kg./TL | 154,90 | 350,00 | 126% |
Kuşbaşı/kg./TL | 163,90 | 399,65 | 143% |
Tavuk/kg./TL | 42,90 | 70,90 | 65% |
Sucuk/kg. TL | 342,50 | 630,00 | 94% |
Zeytinyağı/lt. /TL | 119,90 | 346,00 | 193% |
Ayçiçeği Yağı/ lt. TL | 37,50 | 46,50 | 25% |
Un/kg./TL | 19,50 | 26,00 | 33% |
Şeker/kg./ TL | 25,50 | 34,50 | 34% |
Ekmek/adet TL | 5,00 | 8,00 | 160% |
Çay/kg. TL | 79,50 | 159,00 | 100% |
Makarna/pkt./TL | 11,75 | 16,00 | 40% |
Pirinç/kg./ TL | 32,50 | 50,00 | 51% |
Bulgur/kg./TL | 16,50 | 26,50 | 60% |
Kuru Fasulye/kg /TL | 29,50 | 53,00 | 69% |
Mercimek/kg./ TL | 26,50 | 53,00 | 100% |
Yumurta/AD. | 3,69 | 4,80 | 30% |
Su – 5 Litre/TL | 8,00 | 15.00 | 89% |
Diğer yandan, 2022 ve 2023 yıllarının toplam fiyat artışlarını birlikte değerlendirdiğimizde Kaşar peynirinin %346, Beyaz Peynirin%279, Süt’ün%284, Zeytinyağı%318, Suyun% 260, Kıymanın%233, Kuşbaşının%226, Yumurtanın%234, Makarna’nın%170, Ekmeğin%160 artış göstermiş olması tüketicinin gelirinde yaşanan artış karşısında fiyat artışlarındaki ürkütücü tabloyu ortaya koymaktadır.
TÖK Araştırma Merkezi (TÖK-AR) 2023 Yılı Temel Gıda Maddeleri Araştırması
5 zincir market ortalaması | 2022 | %Değişim | 2023/11 | 2023/12 – 2022-2023 %Değişim –24 aylık Değ. |
Kuru Soğan/kg./TL | 1,99-12,50 | 528% | 12,50 – 11,90 | -0,5 – 527,5 % |
Patates/kg./TL | 4,99-13,50 | 178% | 13,50 – 18,90 | 40 – 218 % |
Kaşar Peynir/kg/TL | 61,50-201,00 | 227% | 201,00-440,00 | 119 – 346 % |
Beyaz Peynir/kg./TL | 63,80-199,95 | 214% | 199,95 – 332,00 | 65 – 279 % |
Süt/lt./TL | 7,90-21,95 | 177% | 21,95 – 45,45 | 107 – 284 % |
Tereyağı/kg./TL | 83,40-199,95 | 137% | 199,95 – 365,00 | 84 – 221 % |
Kıyma/kg./TL | 74,60-154,90 | 107% | 154,90 – 350,00 | 126 – 233 % |
Kuşbaşı/kg./TL | 89,95-163,90 | 83% | 163,90 – 399,65 | 143 – 226 % |
Tavuk/kg./TL | 25,90-42,90 | 66% | 42,90 – 70,90 | 65 – 131 % |
Sucuk/kg. TL | 109,80-342,50 | 211% | 342,50 – 630,00 | 84 – 295 % |
Zeytinyağı/lt. /TL | 52,90-119,90 | 125,00% | 119,90 – 346,00 | 193 – 318 % |
Ayçiçeği Yağı/ lt. TL | 25,90-37,50 | 45,00% | 37,50 – 46,50 | 25 – 70 % |
Un/kg./TL | 9,50-19,50 | 106% | 19,50 – 26,00 | 33 – 139 % |
Şeker/kg./ TL | 10,39-25,50 | 145% | 25,50 – 34,50 | 34 – 179 % |
Ekmek/adet TL | 2,50-5,00 | 100% | 5,00 -8,00 | 60 – 160 % |
Çay/kg. TL | 39,90-79,50 | 100% | 79,50 -159,00 | 100 – 200 % |
Makarna/pkt./TL | 5,10-11,75 | 130% | 11,75 – 16,00 | 40 – 170 % |
Pirinç/kg./ TL | 14,15-32,50 | 130% | 32,50 –50,00 | 51 – 181 % |
Bulgur/kg./TL | 9,25-16,60 | 79% | 16,50 – 26,50 | 60 – 139 % |
Kuru Fasulye/kg /TL | 19,20-29,50 | 54% | 29,50 – 53,00 | 69 – 123 % |
Mercimek/kg./ TL | 12,75-26,50 | 108% | 26,50 – 53,00 | 100 – 208 % |
Yumurta/AD. | 1,20-3,69 | 204% | 3.69 – 4,80 | 30 – 234 % |
Su – 5 Litre/TL | 2,95-8,00 | 171,00 | 8.00 -15,00 | 89 – 260 % |
Gıda enflasyonunun en önemli sebepleri arasında yer alan tarım ve hayvancılık üretim sürecine ilişkin girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar karşısında üretim yapan yerli üreticilerin desteklenmesi yerine ithalata dayalı tarım/hayvancılık politikası izlenmeye devam edilmesi fiyatların aşağı çekilmesine yönelik bir fayda sağlamadığı gibi,yaşanan sorunların giderek büyümesine neden olmuş, fırsatçılarda bu durumu haksız kazanç sağlamaya dönüştürme aracı yapmışlardır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre, üreticiden alınan “Portakalın yüzde 396,7 mandalinanın, yüzde 385,2 ile limonun, yüzde 256,5 ile kuru soğanın ise fiyat farkları tespit edildiğini, Portakal ve mandalina 5 kat, limon 4,9 kat, kuru soğan 3,6 kat fazlaya satıldığı.
Üreticide 4 lira olan portakal 20 lira 17 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan mandalina 26 lira 8 kuruşa, 3 lira 83 kuruş olan limon 18 lira 58 kuruşa, 5 lira 8 kuruş olan kuru soğan 18 lira 11 kuruşa satıldığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Aynı marka ürünlerin marketlerde farklı fiyatla satılması;
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle temel tüketim ürünleri fiyatları marketlerde çok sık değiştirildiği, Maliyetler sebep gösterilerek aynı ürün yan yana iki markette farklı fiyata satıldığı gibi aynı marka ve miktarlarının farklı market fiyatlarına yönelik yapılan çalışmada ürünlerin belirli markalar tarafından paketlenmiş fiyatı, marketten markete oldukça değişkenlik gösterdiği görüldüğü, aynı markanın aynı gramajda farklı marketlerdeki fiyatları değerlendirildiğinde sütün yüzde 32, beyaz peynirin yüzde 27, zeytinyağının yüzde 24,7, kuru fasulyenin yüzde 18,4, şekerin yüzde 17,9, kırmızı mercimeğin yüzde 17,2 oranlarda değişimleri olduğunun tespit edildiği 1 litre paket sütün X markasının fiyatı, F markette 29 buçuk lira iken, B markette 29 lira 90 kuruş, D ve E markette 29 lira 95 kuruş, A markette ise 37 lira 5 kuruş, C markette 38 lira 95 kuruştur. Sütün aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 32 oranına kadar değiştiği, 1 litre zeytinyağının paketlenmiş X markasının fiyatı, F markette 319 lira 90 kuruş iken, B markette 329 lira 90 kuruş, C markette 394 lira 90 kuruş, A markette ise 398 lira 90 kuruştur. Zeytinyağının aynı markanın farklı marketlerdeki fiyatı, yüzde 24,7 oranına kadar farklı satış yapıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Son yıllarda artan üretim maliyetleriyle gerçekleştirilen üretimde zaman zaman beklediği geliri elde edemeyen üreticilerin üretmekten vazgeçtiği de söz konusudur.
Tarımsal ürünlerin marketlerde birbirinden farklı yüksek fiyatlara satılması kabul edilir değildir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından derlenen, tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen dünya gıda fiyatları endeksi Aralık 2023’te 119,1 seviyesine gerilemesi sonucu Küresel gıda fiyatları ocak ayında tahıl ve et fiyatlarındaki düşüşlerin etkisiyle yaklaşık üç yılın en düşük seviyesine geriledi.
Et, Süt, Yağ, Sebze, Tahıl Fiyatlarında Küresel gıda fiyatlarında alt endekslerdeki değişim;
• Tahıl fiyatları, yıllık yüzde 18.6,
• Bitkisel Yağ fiyatları, yıllık bazda yüzde 12.8, • Süt ürünleri fiyatları yıllık bazda ise yüzde 17,8 ve
• Et fiyatlarında yıllık bazda yüzde 1,2 gerileme gerçekleştiği görüldü. Bu durumda Dünya gıda fiyatları endeksi Şubat 2021’den bu yana en düşük seviyeyi görmüş oldu.
Türkiye’de ise 2023 yılında yıllık gıda enflasyonu yüzde 72,01 olmuştu. TÜİK verilerine göre gıda fiyat endeksi Eylül 2020’den bu yana her ay bir önceki aya göre artması sonucu gıda fiyatlarının 38 aydan bu yana her ay zamlandığını göstermektedir.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Aralık ayı sonucuna göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 14.431 TL’ye, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplamtutarı ise (yoksulluk sınırı) 47.009 TL’ye,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 18.796 TL’ye yükseldiği görülmüştür.
Ortaya çıkan bu gerçekler karşısında tüketicinin Gıda maddeleri+Kira+ Faturalar gibi zorunlu giderler başta olmak üzere temel ihtiyaçlar karşılayabilmesinin ve insanca yaşayabilecek bir alım gücüne sahip olması mümkün görünmemektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin ‘Gelir Dağılımı İstatistikleri’ bülteninde, hane halkı kullanılabilir gelirinin, hane halkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan eşdeğer hane halkı büyüklüğüne bölünmesiyle elde edilen “eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine” göre, Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2023 de, bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8’e yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak yüzde 5,9’a gerilemiştir.
Konuya bir başka açıdan baktığımızda nüfusun en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik bölüm gelirin yüzde 49,8 ini alırken, en düşük yüzde 20 lik bölüm yüzde 5,9 a sahip olurken, nüfusun en yüksen yüzde 20 dışındaki yüzde 80’lik bölümü yüzde 50,2’lik bir bölümüne sahip olabilmektedir ki bu sonuçta tüketicinin alım gücünün nasıl/neden giderek azaldığının en somut verisi olarak görülmektedir.
Tüketicinin temel ihtiyaçlarına bir yılda akaryakıt ürünleri başta olmak üzere yapılan yüksek oranlardaki ZAMLARI yapan kamu kuruluşları bu zamların öncelikle gıda maddelerinde fahiş zamların yansımasına neden olmuşlardır.
Çok kazanandan çok, az kazanandan az oranda adil dağılımlı olarak vergi toplamak yerine, dolaylı vergilerdeki artışlar ve tüketim maddelerine yapılan yüksek oranlı zamlarla yükü tüketici yurttaşa yükleyen kamu otoritesinin uygulamalarıyla, beslenmede Gıda güvenliği açısından gıda katkı maddeleri, tağşiş, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), pestisitler gibi sağlık ve güvenliği olumsuz etkileyen konular haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalar devam etmektedir.
2023 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi Gıda sektöründe, tüketici yurttaşların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atan ve bu şekilde mağduriyetlere yol açan uygulamaların yoğun biçimde ön plana çıktığını ancak tüketicinin hem bilgi açısından hem de alım gücünün düşüklüğü açısından bunları sorgulayacak durumda olmadığını çok net görebiliyoruz. Alım gücünün düşüklüğü nedeniyle güvenli gıda arayışında uzaklaşmak zorunda kalan tüketici seçme hakkını bile kullanamaz duruma gelmiştir.(İndigo)