SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada öğrencilere seslenerek, “Bilim insanı olarak yetişirken genel bilgiler ile yetinmeyip, mutlaka ilgi duyduğunuz alanda uzmanlaşın” dedi.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon alanında yetkin fizyoterapistlerin yetişmesi için hocalar ve üniversite alt yapısı ile her türlü desteğe hazır olduklarının altını çizen Prof. Dr. Dağlı, “Sevgili öğrencilerim, sizler çok şanslısınız, son teknoloji laboratuvarlarda alanında uzman hocalarımızdan eğitim alıyorsunuz. Mezun olduktan sonra da gerek ülkemiz sınırlarında gerekse uluslararası alanda hepinizin çok başarılı olacağına yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. NEVİN ERGUN
Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nevin Ergun ise öğrencilerin daha iyi eğitim alabilmeleri için çok çalıştıklarını, bu amaçla daha önce alınan akreditasyon belgesini yenileme yolunda gerekli değerlendirme sürecini tamamladıklarını ve sonucun olumlu olacağına inandıklarını söyledi.
Fizyoterapistliğin çok geniş özelleşme ve kendine ait gelişme alanları olan bir meslek olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Ergun, “Mesleğimizin çok geniş özelleşme ve kendine ait gelişme alanları var. Hepimiz bu alanlar içinde kendimizi geliştirip, inandığımız hedeflere doğru yürüyeceğiz. SANKO Üniversitesi olarak vermiş olduğumuz eğitim ve yetkinlikler yetiştirdiğimiz öğrencilerin yurt dışında da kariyer yapmalarına ve desteklenmelerine olanak sağlamaktadır” diye konuştu.
Toplumda her yaştan bireyleri etkileyen ayak problemlerinin fizyoterapistlerin çok karşılaştığı ve kişilerin yaşam kalitelerini etkileyen ciddi bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ergun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayak, hareket ve denge için çok kompleks fonksiyonel bir yapıya sahip organımızdır. Kinetik ve kinematik analizle birlikte gerçekleştirilen klinik yürüme analizi, ayağın dinamik yapılarını ve ayak fonksiyonunu daha iyi anlamak için gereklidir. Ayrıca yapılan bu değerlendirme ile ayağın bozulan mekanik yapılarındaki ve etkilediği diz, kalça eklemleri yanında omurgada ortaya çıkan problemleri tespit etmek, doğru ve etkin bir tedaviyi gerçekleştirmek için önemli bir yol gösterici olmaktadır.”
Prof. Dr. Ergun, “Fizyoterapide Biyomekani ve Yürüyüş Eğitimi ile ilgili Güncel Yaklaşımlar konusunda önemli bilgiler vererek öğrencilerimizin sorularını yanıtlayan, yurtiçi ve yurt dışında eğitim ve çalışma imkanları konusunda mesleğimizi tanımlayan Dr. Fzt. Halime Gülle Hocamıza değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Sempozyumun başkanlığını yapan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Arzu Demirgüç de fizyoterapistlik mesleğinde eğitimin hayat boyu devam ettiğinin altını çizerek, şu bilgileri paylaştı:
“Düzenlenen etkinlikler mesleğimize yeni bakış açısı getirmemize ve farkındalığımızı artırmamıza yardımcı olacaktır. Bilgi ve birikimlerini bizimle paylaşan aynı zamanda kendi yetiştirdiğim öğrencim olan değerli hocamız Dr. Fzt. Halime Gülle’yi üniversitemizde konuk etmekten büyük bir mutluluk duydum.”
Sempozyuma konuk olarak katılan ve doktora sonrası eğitimine Amerika’da devam eden Dr. Fizyoterapist Halime Gülle, hastaların tedavisinde biyomekani ve kinezyoloji bilim dalının önemini anlattı.
Ayak biyomekaniği ve yürüyüşün değerlendirilmesinin fizyoterapi ve rehabilitasyon ana bilim dalı için çok büyük bir araştırma olduğunu vurgulayan Dr. Fzt. Gülle, koşu yaralanmaları riskini azaltmak amacıyla yürüyüş modellerinin yeniden eğitilmesi ve giyilebilir teknoloji ile bir hastanın doğal ortamında yürüyüş eğitiminin nasıl verileceği hakkında bilgi paylaşımında bulundu.
Biyomekaninin; insan vücuduna etki eden iç ve dış faktörlerle ve bu faktörlerin insan vücudundaki dokular üzerinde ya da hareket sistemindeki etkilerini inceleyen araştırma bilimi olduğunu aktaran Dr. Fzt. Gülle konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Biyomekani 3D analizi ile markerlerı vücudun belirli notalarına yerleştirerek kameralarla yapılan analizlerde hastanın hangi bölgesinde hareket az ya da problem var tespit edilebiliyor ve tedavi yöntemi belirlenebiliyor. Her hastanın yaşadığı hareket problemine göre bu analiz yönteminin sağladığı faydalarla tedavi yöntemleri çeşitlendirilebiliyor.
Kariyer yolculuğumda yaşadığım deneyim ve kazanımları kendi ülkemdeki sizin gibi genç meslektaşlarımla paylaşmak beni çok heyecanlandırdı. Hedeflerimize ulaşmak için özverili şekilde çalışmak, araştırmak ve hayallerimizden asla vazgeçmememiz gerekiyor. Sizlerin de ilerde çok başarılı olacağınıza eminim.”
Sempozyuma, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Program, katılımcıların sorularını yanıtlayan Dr. Fzt. Halime Gülle’ye armağan takdimiyle sona erdi.