Cumhurbaşkanı Erdoğan: Servet eşitsizliği tarihi bakımdan en yüksek seviyeye çıktı. En zengin yüzde 1’lik kesim küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50’lik kesimin payı ise yüzde 1’i dahi geçmiyor. Fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslami Finans Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İki gün boyunca konuşulacak başlıklara baktığımızda kapsamlı bir hazırlık görüyoruz. İslam ekonomisinin odağında geniş bir yelpazede paneller, yol gösterici tartışmalara zemin olacaktır.
Böyle bir zirvenin ülkemizde düzenlenmesi ayrıca önemlidir. Köprü görevi gören Türkiye, finansta da aynı görevi üstleniyor. İstanbul’un finans ve İslami finans alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu uluslararası çevreler de takdir ediyor. Global ölçekte İslam ekonomisine yönelik pazarların keşfedilmesinde zirvenin yardımcı olacağı kanaatindeyim.
“ULUSLARARASI SİSTEMDE DENGE KAYBOLDU”
Son yıllarda dünyamız köklü bir değişimden geçiyor. Şunu çok net görebiliyoruz; uluslararası sistemde denge kaybolmuş, istikrarsızlık ve kaos hakim renk haline gelmiştir. Koronavirüsün enkazı kaldırılmadan Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze gerilimi başlamıştır. Mevcut kurumlara güven sarsılmıştır. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünyada adalet sağlaması gerekenlerin çarpıklığı ortaya çıkmıştır. Mazlumu koruyacak kurumsal mekanizma yoktur. Yıllardır bize anlatılan kurumlar büyük bir zaaf içerisindedir. Türkiye olarak uzun süredir bu duruma dikkat çekmekteyiz. Dünya 5’ten büyüktür tespitimiz sistemin değişimine acil ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Gazze soykırımı ile bu kaçınılmaz bir hal almıştır. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika’da onca kaynağa rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Gazze’de 35 bin 600 insan katlediliyorsa, Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, kusura bakmayın ama kimse kendini emniyette hissedemez. Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Küresel sistemin elitleri bu durumu görmezden geliyor. Her bölgesel kriz, kanlı barış ve karşısındaki savaş bu gerçekleri hatırlatıyor. İnsanlık olarak hem kendimizin hem evlatlarımızın müreffeh bir dünyada yaşamak istiyorsak mevcut sistemden vazgeçmeliyiz. Daha adil, daha kuşatıcı bir sistem için el ele vermeliyiz. Meydan okumalar, esasen hiçbir alternatif bırakmıyor.
“FAKİRDEN ZENGİNE DOĞRU ARTAN BİR SERVET TRANSFERİ YAŞANIYOR”
Küresel finansal mimarinin gayesi asıl refah artışına fayda sağlamak olmalıdır. Finansal sistem, reel sektörü sömüren bir yapıya dönüşmüştür. Gelir ve servet adaletsizlikleriyle yapay büyümeyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde baskıya neden oluyor. Sistemin yapısal sorunları gün yüzüne çıktığı halde süreç geçici önlemler alındı. Finans mimarisinin oldukça kırılgın yapıda olduğunu herkes kabul ediyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü’ne göre küresel borçluluk 315 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bu oranların sürdürülebirliliği bile şüpheliyken borçlanmanın daha da artması bekleniyor. Servet eşitsizliği tarihi bakımdan en yüksek seviyeye çıktı. En zengin yüzde 1’lik kesim küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50’lik kesimin payı ise yüzde 1’i dahi geçmiyor. Fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor. Afrika’dan Asya’ya milyarlarca insan bir avuç kişi için adeta seferber olmuş durumdadır.”(İndigo)