Lepra ve Hansen Hastalığı isimleriyle de bilinen Cüzzam Hastalığının Mycobacterium Lepra’nın neden olduğu periferik sinirleri ve deriyi tutan kronik, yavaş seyirli enfeksiyöz bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Hülya Nazik, “Tropik ve Subtropik bölgelerdeki ekonomik düzeyi iyi olmayan ülkelerde daha sık olmakla birlikte ülkemizde de halen görülebilmektedir. Ülkemizde ortalama yıllık 6-10 yeni olgu bildirilmektedir. Bulaşma çoğunlukla basil sayısı fazla olan hastaların üst solunum yolu sekresyonları ile gerçekleşir.” dedi.
“Verem Hastalığına benzer şekilde mikrop ile karşılaşan her hastada hastalık ortaya çıkmaz. Hastalığın kişide ortaya çıkmasına neden olan en önemli unsur kişinin immün direncidir.” diyen Doç. Dr. Nazik, “Öyle ki evli eşler arasında hastalığın bir eşten diğerine bulaşma oranı %5 olarak bildirilmiştir. Yine ilginç olarak cüzzam hastanelerinde çalışan sağlık personelinde bugüne kadar bulaş bildirilmemiştir. Tespit edilmiş en sık bulaş yolu kalabalık aile şeklinde yaşayan, sosyoekonomik düzeyi düşük ve kötü beslenen toplumlarda enfekte büyükanne ya da büyükbabadan toruna bulaş şeklindedir. İnkübasyon süresi 30 yıla kadar uzayabilmektedir.” Şeklinde konuştu.
Hastalığın çoğunlukla deri belirtileri ve duyu kaybıyla ilişkili şikâyetler ile ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Nazik, “Nadir görülen bir hastalık olduğu için Lepra’nın akla gelmesi zordur. Lepra tanısı kaşın dış kısmı, kulak lobları veya burun iç kısmından SMAR yöntemi ile alınan deri kazıntısından yapılan boyama ile mikroskobik olarak mikrobun gösterilmesi ile konur. Tanıda gecikildiği durumlarda uzuv kayıpları, körlük, iyileşmeyen yaralar, iç organ tutulumları ve hatta ölüm ile sonuçlanabilir. Tedavi mümkün fakat verem hastalığındakine benzer şekilde uzun sürelidir.” ifadelerini kullandı.