Doç. Dr. Fatma Gümüşer, yazısında şu ifadelere yer verdi: ‘Hepatit A, B, C, D, E ve G virüslerinin karaciğerde yaptığı iltihaplanma viral hepatit olarak adlandırılır. Hepatit A ve E virüsleri kişiye, hepatit A veya E enfeksiyonu geçirmekte olan kişiden doğrudan ya da virüs ile kirlenmiş yiyecek veya suların alınması ile bulaşır.
Hepatit B-D, C ve G ise hepatitli kişinin kanının mukoza ya da sağlamlığı bozulmuş cilde teması, sterilize edilmemiş manikür-pedikür aletleri, dövme yapımı, cinsel ilişki, ortak tırnak makası, jilet kullanımı ve damar içi ilaç bağımlılarında ortak enjektör kullanımı ile bulaşır.
Viral Hepatitler akut veya kronik seyirli olabilir. Akut Hepatitlerde virüse özgü bir klinik bulgu yoktur. Belirti ve bulgular ortaktır. Öncelikle halsizlik, kolay yorulma, kas ağrısı, bulantı, kusma, sigara içenlerde sigaraya karşı isteksizlik hali olur. Hafif bir ateş, dışkı renginde açılma, idrar renginde koyulaşma görülebilir. Bu bulguların ardından sarılık dönemi başlar. Kaşıntı, karın ağrısı, karında hassasiyet, ciltte ve göz aklarında sarılık görülür. İki ila 12 hafta içinde iyileşme görülür. Ancak hepatit B-D ve C virüslerinde kronikleşme olabilir.
Hepatit B, D ve C enfeksiyonunun kronikleşmesi halinde kullanılabilecek birçok tedavi seçeneği mevcuttur. B ve C’de tedavi ile virüsü vücuttan tamamen temizlemek mümkün değildir. Ancak üreme hızının ilaçlarla baskılanması sayesinde vücuda, özellikle de karaciğere uzun vadede verebileceği hasar önlenmiş, hasta karaciğer kanseri ve siroz riskinden korunmuş olur. Hepatit C tedavisinde ise B’ye göre tedavi süresi daha kısa ve sınırlıdır. Burada da yine virüsü tamamen yok etmek mümkün değildir. Ancak kısa süreli etkin tedavi ile tedavi sonlandırıldıktan sonra bile virüs üreme hızı durdurularak vücuda ve karaciğere vereceği hasar engellenmiş olur. Hepatit A ve E enfeksiyonlarından korunmada en önemli yol sanitasyon iken Hepatit B enfeksiyonu için aşılanmalıdır.’