Doç. Dr. Ejder Berk, “Dünya Engelliler Günü” dolayısıyla yaptığı bilgilendirmede, Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini (yaklaşık 1 milyar insan), Türkiye nüfusunun ise yaklaşık yüzde 10’unu engelli bireylerin oluşturduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Engelli; doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi ifade etmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i (yaklaşık 1 milyar insan), Türkiye nüfusunun ise yaklaşık yüzde 10’u, en az bir engel ile yaşamaktadır. Engellilerin çoğu için yardım ve destek topluma dâhil olmalarının ön koşullarıdır. Gerekli destek hizmetlerinin eksikliği engelli bireylerin ailelerine aşırı derecede bağımlı hale getirmekte ve hem engellinin hem de ailesinin ekonomik olarak aktif olmasını ve toplum içerisine katılmasını önlemektedir.”
Doç. Dr. Ejder Berk, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Engellilik bir insan hakları sorunudur. İnsanların çoğu hayatının bir döneminde geçici veya kalıcı bir yetersizlik yaşayabilir ve yaşadıkları süre içerisinde fonksiyonlarında giderek artan zorluklarla karşılaşabilir. Bütün ülkelerin, engelli bireylerin önündeki engelleri ortadan kaldırmak ve sağlık sistemlerini engelli bireyler için daha bütünleştirici ve erişilebilir kılmak için çalışmalar yapması gereklidir. Karşılıklı saygı ve anlayış bütünleştirici toplumun temel kıstaslarından biridir. Kamuoyunun engellilikle ilgili anlayışının geliştirilmesi, olumsuz algıların bertaraf edilmesi ve engelliliğe karşı duyarlılık kazandırılması, medeni toplum için hayati bir gerekliliktir.”
“Onların yaşadığı sorunlarla baş etmeleri sürecinde bizlere de görevler düşmektedir.” diyen Doç. Dr. Ejder Berk, “ Unutmayalım ki engellilik birey ve ailesi için zorlu yaşam koşullarını beraberinde getirmekte. Söz konusu bireylerin sosyal hayata uyumlarını sağlamak için çözümler üretilmeye çalışılması, farklılıklarına uygun bazı düzenlemeler yapılması, dezavantajlarının asgari düzeye çekilmesi, toplumsal hayata yeterli ölçüde katılımlarının sağlanabilmesi önemlidir.” dedi.
Doç. Dr. Ejder Berk, “Engelli bireyler, kendilerine yönelik iyi düzenlenmiş yardım ve destek hizmetleri sayesinde ihtiyaçlarını görebilir, başkalarından bağımsız yaşayabilir ve toplumlarının ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamına katılabilir hale gelmektedir. Dünyanın her yerinde engellileri girişimci, kendi hesabına çalışanlar, çiftçi, fabrika işçisi, doktor, öğretmen, tezgâhtar, otobüs şoförü, ressam ve bilgisayar teknisyeni olarak görmek mümkündür. Engelli bireyler neredeyse bütün işlerde çalışabilmekte ve uygun ortam şartları oluşturulduğunda üretken olabilmektedirler.”
Doç. Dr. Ejder Berk, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Günümüzde pandemi koşullarından gerek sağlık, gerekse fiziki, sosyal ve psikolojik olarak en fazla etkilenenlerin başında engelli insanlarımız gelmektedir. Bizler sağlık personeli olarak, her zamankinden daha fazla onları anlamak ve yardımcı olmakla sorumluyuz. Bu nedenle her alanda onların yaşamlarını kolaylaştırmak, yılın her günü onları anlamak için her gün birlikte çalışalım. Hoşgörü, sevgi ve saygıyla daha güçlü bir ülkede hep birlikte yaşamı kucaklayalım.”