Da Vinci Robotik Cerrahi’de yapılan ameliyatlar ‘robot yardımlı laparoskopi ameliyatı’ olarak tanımlanıyor.
Da Vinci Robotik Cerrahi hakkında merak edilen soru ve cevaplar:
Da Vinci Robotik Cerrahi ya da diğer adıyla robot teknolojisi, tıp dünyasında cerrahinin ulaştığı en ileri teknolojidir ve başta ABD’deki önemli merkezler olmak üzere Türkiye’de de özellikle üroloji, kadın hastalıkları, genel cerrahi, KBB, göğüs cerrahisi, kalp cerrahisi ameliyatlarında kullanılmaktadır.
Da Vinci robot sadece cerrahın istediği şeyleri yapıyor yani kendi başına ameliyat yapması söz konusu değil. Başta üroloji, genel cerrahi ve kadın hastalıklarında olmak üzere pek çok alanda kullanılan ameliyat robotunun sağladığı en büyük avantajlar operasyonun başarı oranını artırması ve kanama oranını azaltması.
Ameliyat robotunu geliştiren ilk firma olan Intuitive’in meşhur ameliyat robotu “Da Vinci” ile gerçekleştirilen işlemler ‘robot yardımlı laparoskopi ameliyatı’ olarak tanımlanıyor. Yani bugüne kadar duymaya alıştığımız, ‘açık ameliyat’ ve ‘laparoskopik ameliyat’ın yanında yeni geliştirilmiş üçüncü bir ameliyat yöntemi.
Intuitive da Vinci’nin en son modeli Da Vinci SI HD’yi piyasaya sürerken, patent koruma süresinin dolmasıyla birlikte çok sayıda firmanın ürettikleri ameliyat robotlarını çok daha uygun maliyetlerle piyasaya çıkarması bekleniyor.
Da Vinci robot ile operasyon nasıl uygulanıyor?
‘Da Vinci Robot’ teknolojisi, doktor ve hastaya sağladığı özel ayrıcalıklar ile ön plana çıkan teknoloji, bugün tüm dünyada özellikle kanserle mücadelede kullanılan en başarılı cerrahi yöntemlerden biri olma özelliğine sahip. Kısaca “robotik cerrahi” olarak bilinen robot yardımlı laparoskopik cerrahi yönteminin üç temel özelliği bulunmaktadır.
Robotik cerrahi yönteminin ilki olan görüntüleme sistemi, laparoskopik cerrahi ilkesi ile çalışır. Yani hastanın vücudunun içinden görüntü kamera yardımı ile cerraha aktarılır.
Da Vinci robotuyla gerçekleştirilecek ameliyat sırasında; cerrah, hastanın yattığı masanın biraz ilerisinde bulunan, ameliyata kumanda edebileceği bir konsola oturuyor. Bu konsolda ameliyat sahasının üç boyutlu görüntüsü alınıyor ve cerrah parmaklarına taktığı algılayıcılarla robotun kollarını hareket ettirebiliyor.
Robotun 4 kolu var. Bunlar 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme özelliğine sahip. Kollardan biri aslında bir kamera. Yüksek çözünürlükte 3 boyutlu görüntüyü, 10 kat büyüterek monitöre yansıtıyor.
Robotik cerrahide laparoskopik cerrahiden farklı olarak bu görüntü üç boyutludur ve kamera kontrolü robot tarafından yapıldığı için titremesiz net bir görüntüdür.
Ameliyat edilecek organa çok yaklaşılarak daha büyük büyütmede net görüntüler elde edilebilir.
Cerrah da bu görüntüler eşliğinde, bir cerrah eli gibi hareket edebilen robotun diğer kollarını harekete geçirerek zor ve hassas bir ameliyatı gerçekleştiriyor. Ayrıca insan elinden çok daha ufak boyutlarda olduğu için ameliyatlarda cerrahın elinin uzanamayacağı yerlere de girebiliyor. Böylece hem hastaya hem de cerraha pek çok avantaj sağlıyor.
Da Vinci robotuyla yapılan laparoskopik cerrahide, maksimum 5 delikten en hassas ameliyatlar bile kolaylıkla yapılabiliyor.
Operasyonda bir asistan ile hemşire, cihazların vücuda yerleştirilmesi ve hastanın takibi gibi işlemler için ameliyat masasının çevresinde yer alıyor. Operasyonda, göbek üzerinden 12 milimetrelik kesi açılarak bir trokar (boru) yardımıyla vücut içine bir teleskop yerleştiriliyor.
Robotun diğer kolları için vücutta 8 milimetrelik 3 delik daha açılıyor. İhtiyaç duyulduğu takdirde bu kollara bir tane daha eklenebiliyor. Operasyonu gerçekleştirecek olan doktor, ameliyat masasının dışında yer alan bir konsoldan organları 3 boyutlu ve 10 kat büyütülmüş olarak görebiliyor.
Görüntünün 3 boyutlu olması cerraha operasyon sırasında derinlik hissi kazandırıyor, bunun sonucunda ameliyat bölgesini çok daha net ve ayrıntılı olarak görebilmesini sağlıyor. Cerrah vücut içine sokulan 4 kolu, 2 kumanda kolu ve ayağının altında bulunan pedallarla yönlendirerek operasyonu gerçekleştiriyor.
Cerrah, bir konsol yardımıyla robot kollarını kumanda eder. Bu robot kolları hastaya yerleştirilir. Konsolda bulunan fiberoptik kablolar, robotun kollarına giderek cerrahın yaptığı küçük el hareketlerini robotik kollara aktarır ve bunlara bağlı cerrahi makas, doku veya iğne tutucu gibi aletlerin istenilen hareketleri yapması sağlanır.
Robotik kollara bağlı cerrahi aletler 540 derece dönebildiklerinden el hareketlerinden çok daha fazlasını yapacak şekilde hareket edebilir. Ayrıca normalde insanın elindeki doğal titreme, robotik cerrahide cerrahi aletlerin uçlarına hiç yansımaz. Bu sayede hata payı da en aza indirilir.
Hangi alanlarda kullanılıyor?
Da Vinci ile başta prostat ve rahimağzı kanseri olmak üzere birçok farklı ameliyat yapılabiliyor.
Üroloji: Prostat, böbrek ve mesane tümörlerinin cerrahi tedavisinde, böbrek kanallarındaki darlığın genişletilmesi ve yeni bir mesane oluşturulması ameliyatlarında.
Kadın Hastalıkları ve Doğum: Rahim ve rahimağzı tümörlerinin çıkarılması, sarkan rahmin asılması, endometriozis ya da miyomların alınması, tüplerde tıkanıklık veya darlıkların açılması, yapışıklıkların giderilmesi
Kalp ve Damar Cerrahisi: By-pass, kalpteki deliklerin kapıtılması, mitral kapak değişimi ve onarımı
Genel Cerrahi: Kalın barsak tümörlerinin çıkarılması, mide by-pass’ı, reflü ve tiroid ameliyatı
Kulak Burun Boğaz: Nefes borusu ve boğaz bölgesinde yer alan tümörlerin çıkarılması da Vinci robotunun sağladığı avantajlar.
Laparoskopik cerrahi cerrahi alanındaki en büyük devrimlerden biridir ve yaklaşık 15-20 yıldır hem hastaya hem de ekibe büyük yarar sağlamaktadır. Bu nedenle neredeyse tüm branşlarda ameliyatlar artık laparoskopik teknikle yapılmaktadır. Robotik cerrahi ise laparoskopik ameliyatların sunduğu yararların üstüne pek çok avantaj daha sunuyor.
Da Vinci Robotik Cerrahi’nin sağladığı önemli avantajlar
• Zor laparoskopik operasyonlarda başarı oranı artıyor: Üç boyutlu kamera sayesinde gözlenmesi en zor bölgeler rahatlıkla görülüyor. Ayrıca robotun kolları 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme yeteneğine sahip. Üstelik el hareketlerinin aynısını yapabiliyor. Böylelikle en zor ameliyatlar bile rahatlıkla yapılabiliyor.
• Kanama oranı azalıyor: Üç boyutlu yüksek çözünürlüklü ve operasyon alanını büyütebilen kameralar sayesinde kanama alanları net olarak görülebiliyor ve çoğu hastada çok az kan kaybı olduğundan kan nakline gerek duyulmuyor.
• Laparoskopik cerrahinin tüm avantajlarını sunuyor:
– Hasta daha az ağrı çekiyor: Genellikle büyük kesilerle yapılabilen zor operasyonlar, mini kesilerle gerçekleştiği için cerrahi sonrası hastalar, açık operasyona oranla daha az ağrı hissediyor.
– Ciltte büyük ameliyat izi olmuyor: İşlemler 8 milimetrelik 3- 4 delikten yapıldığından ciltte estetik açıdan rahatsız eden iz kalmıyor.
– Hastanede yatış süresi kısalıyor: Küçük ameliyat kesisi ve daha az kan kaybı sayesinde hastalar en komplike ameliyatlardan sonra bile 1-2 gün içinde taburcu olabiliyor.
– İş ve sosyal yaşama hızla dönülmesini sağlıyor: Ameliyat alanlarında minimal hasar oluşuyor. Bu sayede hastanın ayağa kalkma ve normal fiziksel aktivitelerine kavuşması çok daha kolay ve hızlı oluyor.
– Kemoterapiye hemen başlanabiliyor: Büyük kesilerle gerçekleştirilen ameliyatlarda, kemoterapiye ihtiyaç duyulduğu takdirde yaranın iyileşmesi bekleniyor. Bunun aksine robotik laparoskopik cerrahi mini kesilerle yapıldığı için yara iyileşmesi sorun olmuyor ve kemoterapiye kısa süre içinde başlanabiliyor.
Da Vinci robot ile ilgili bunları biliyor musunuz?
• Uzaydaki astronotlara gerektiğinde yeryüzündeki cerrahlar tarafından ameliyat yapılabilmesi için NASA ve ABD Savunma Bakanlığı’nın ortak projesi olarak geliştirildi.
• 1990’lı yıllarda 3 ameliyat robotu üretildi: da Vinci, Mona Lisa ve Zeus. En başarılı sonuç da Vinci’de alındı.
• Da Vinci ile ilk kez Almanya’da operasyon yapıldı. İlk başarı ise prostat ameliyatlarında yakalandı.
• Yaklaşık 10 yıldır tüm dünyada 800 merkezde kullanılıyor.
• Günümüzde ABD’de robotik cerrahi ile yılda ortalama 30 bin ameliyat yapılıyor.(İndigo)