AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisinin Rize il kongresinde söylediği "kongrelerimiz lebaleb dolu" sözüne Bağımsız Türkiye Partisi'nden (BTP) tepki geldi.
Haftalık basın toplantısında konuşan BTP sözcüsü Emre Polat, "Lebalep ağzına kadar dolu demek. Büyük bir şok içinde dinledik Cumhurbaşkanını. Neden? Çünkü bir taraftan salgınla mücadele ediliyor. İki masada iki müşteri yan yana oturmasın diye on binlerce esnafımızı batma noktasına getiren yasaklar var iken, bu yasakların koyucusu Cumhurbaşkanı çıkıyor ve kendi il kongresinde insanların tıka basa dolu olduğu, sosyal mesafenin hiçe sayıldığı kongre ile övünüyor." ifadelerini kullandı.
Biz de salonları doldururuz ama..!
"Bu konu, sağlığımız için konulan yasaklarla inim inim inleyen insanımızda bardağı taşıran son damla oldu." ifadelerini kullanan Emre Polat, "İşin esnaf boyutunun yanısıra, sağlık olarak da, salgın olarak da çok ama çok kötü durumdayız. Cumhurbaşkanının övündüğü Karadeniz kongrelerinin ardından açıklanan rakamlar, Karadeniz bölgesinin salgında bir numarada olduğunu gösteriyor. Bu konuda sayın Genel Başkanımız Hüseyin Baş ne dedi, “biz de o salonu lebalep doldururuz ama salgın var memlekette o yüzden doldurmuyoruz”.
"Cenazelerde 'lebalep' boy gösterdiler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı bazı cenazelerde kurallara uyulmaması da BTP Sözcüsü Emre Polat'ın üzerinde durduğu bir diğer konu oldu.
"Bu da yetmezmiş gibi, hükümet yetkililerin katıldığı son iki cenaze merasimi de hükümetin salgınla ilgili tedbirler konusunda samimi olmadığını göstermiş oldu. Sabah akşam ekranlara çıkıp insanımıza maske, mesafe, temizlik uyarısı yapan, cenazeleri 30 kişiyle kısıtlayan başta sağlık Bakanı olmak üzere yetkililer cenazelerde “lebalep”boy gösterdi." diyen Polat Şöyle devam etti, "Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca’nın söyledikleriyle yaptıkları, karar verici sayın Cumhurbaşkanının bu ihlallerde başrolde yer alması toplumda büyük bir infiale neden oldu."
"Hükümet cenazede bile çifte standart uyguladı"
14 Nisan'da Hakk'a yürüyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın cenazesinde yaşananları da hatırlatan BTP Sözcüsü Polat, yapılan çifte standardı şu şekilde anlattı; "Bu vesile ile merhum Genel Başkanımız Haydar Baş hocamızın 14 Nisan 2020 tarihindeki cenaze merasiminde bize yaşatılan sıkıntıyı da aktarmamız gerekiyor. Vaka sayılarının bugünün yarısı kadar olduğu 14 Nisan’daki cenaze törenine Türkiye’nin dört bir yanından gelmek isteyenler engellendi. Adeta Karadeniz bölgesinin tamamında polis noktaları kurularak Trabzon’a girişler durduruldu. Cenaze alanına sokulmayan binlerce vatandaşımızın yanısıra o alanda bulunan binlerce vatandaşımız da cenaze bölgesine sokulmadı. Defin bölgesine ise aile üyeleri ve sınırlı sayıda insana müsaade edildi. Yetmezmiş gibi, defne katılan vatandaşlarımıza 14 günlük karantina uygulandı. Biz, merhum hocamızdan aldığımız devlet terbiyesi gereği hem kolluk kuvvetlerimize hem de devlet yetkililerimize hiçbir zorluk çıkarmadık. Ancak bugün yaşananlar, hükümetin cenazede bile çifte standart uyguladığını göstermiş oldu.
Son iki cenazedeki merhumlarla hiçbir problemimiz bulunmamaktadır. Her ikisine de Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ancak konu Haydar Hoca olunca yapılan bu hakkaniyetten uzak tutumu şiddetle kınıyoruz."
"Haydar Hoca'nın cenazesinden bile korktular"
BTP Sözcüsü Emre Polat açıklamasında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya da sitem etti.
Emre Polat, "Merhum Genel Başkanımız Haydar Baş hocamızın vefatı sebebiyle Cumhurbaşkanından parti genel başkanlarına, akademisyenlerinden devlet yetkililerine yurt içinden yurt dışından binlerce insan başsağlığı mesajını iletirken, Covid salgınının başrole yerleştirdiği ve aslında bu salgında hayatını kaybedenlerden bir şekilde sorumlu olması gereken Sağlık Bakanı, bir başsağlığı mesajını bile çok gördü.
Haydar Hoca hayattayken onun gölgesinden bile korkanlara çok şahitlik ettik. Ama kaderin cilvesine bakın ki, Haydar Hocanın cenazesinden bile korkanları da bu vesile ile görmüş olduk. Ama hiç endişe etmesinler, Haydar Hocalar ölmez. Fikirleri, değerleri, eserleri ve yetiştirdiği bizler onun davasını son nefesimize kadar taşırız. Biz bir cenazeye gidip vefamızı toprağın altında bırakanlardan değiliz. Bizim vefamız, biz toprağın altına girene kadar sürer. Tam bu noktada da şunu söyleyelim, halkı yerine kendi istikbalini düşünen halk kahramanlarının, halkın sağlığını düşünmesi, aşısını olana kadardır.
Haydar hoca hayattayken gölgesinden korkanlar ile Haydar hocanın cenazesinden ürkenleri de milletimizin vicdanına havale ediyorum." dedi.