İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ise bu sefer Birleşmiş Milletler kuruldu ve dünyada barışı koruma görevini bu örgüt üstlendi.
Tarihten bugüne Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler (United Nations) ifadesi ilk olarak ABD Başkanı Roosevelt tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefik ülkeler için kullanılmıştır.
Birleşmiş Milletler Antlaşması, 26 Haziran 1945’te imzalandı. 24 Ekim 1945’te ise Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin ve imza sahibi öteki devletlerin de çoğunluğunun onaylamasıyla birlikte antlaşma yürürlüğe girdi ve kendisini “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş” olan Birleşmiş Milletler kuruldu.
Uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanılmasını yasaklayan ilk antlaşma olan Birleşmiş Milletler Antlaşması, hala yürürlükte olan ve sıklıkla başvurulan önemli bir hukuksal belgedir.
Kuvvet kullanımı yasağının istisnaları ise söz konusu antlaşmanın 51. Maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ve Birleşmiş Milletler’in söz konusu antlaşmanın VII. Bölümü kapsamında alacağı bir karar ile kuvvet kullanılması durumudur.
Günümüzde uluslararası anlamda kuvvet kullanımı genellikle bu hükümlere dayanılarak yapılmaktadır.
BM’nin yapısı
Örgütün üye sayısı şu an itibarıyla 193’e ulaşmıştır. Yönetim merkezi New York’ta bulunan örgüt faaliyetlerini çoğunlukla burada yürütür. Üye ülkelerle her yıl düzenli olarak yapılan toplantılar da New York’ta bulunan bu genel merkezde gerçekleştirilir.
Örgüt yapısal olarak çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Bunlar; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı’dır. Bunlardan kamuoyu tarafından en çok bilinenleri ise Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterliktir.
Birleşmiş Milletler’de mutlak veto yetkisi nedir?
Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmaktadır ve bu üyelerden sadece beşi daimi üye statüsündedir. Mutlak veto yetkisine sahip olan bu ülkeler ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık ve Fransa’dır. Güvenlik Konseyinin bir karar alabilmesi için 9/15 oranı ve daimi üyelerden herhangi birisinin veto etmemesi gereklidir.
Konu ile ilgili ortaya konan içtihatlara göre Güvenlik Konseyi bir karar alırken veto yetkisine sahip üyelerden biri veya birkaçının oylamaya katılmaması veya çekimser kalması bu üyelerin kararı veto ettiği anlamına gelmemektedir.
Daimi üye sıfatı taşıyan bu beş ülke istemedikleri bir kararın alınmasını tek başına önleyebilecek güce sahiptirler. Bugün bu sistem sıklıkla eleştirilmekte ve beş ülkeye tanınan bu ayrıcalıklı durumunun adaletsiz olduğu savunulmaktadır.
Birleşmiş Milletler çatışma riskinin arttığı çeşitli dönemlerde etkisiz kalsa da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana geniş çaplı bir savaşın yaşanmamış olması, bu örgütün bir başarısı olarak kabul edilebilir. Bugün, çeşitli aksaklıklarına rağmen Birleşmiş milletler hala en çok güvenilen ve saygı duyulan uluslararası örgütlerin başında gelir.
(İNDİGO)