BloombergHT’de Reyhan Baysan’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Fokus’ programına katılan Şahin Balcıoğlu, 1. önceliğin üretim olduğunu söyledi.
Kahramanmaraş ekonomisinin ve bölgede yapılan çalışmaları tek tek açıklayan Balcıoğlu, şunları kaydetti;
“Öncelikle kanala ve diğer yayıncı arkadaşlara teşekkür ederek başlamak istiyorum. Çünkü bu enkazda sesimizin çıkmadığı, soluğumuzun çıkmadığı bir dönemde bizim sesimiz oldunuz, soluğumuz oldunuz. Tüm dünyaya bizi duyurdunuz. Türkiye'ye duyurdunuz, onun için öncelikle teşekkür edip öyle başlamak istiyorum. Hatta bazı şeyler görmüyor desek yeridir. Hala enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor, valiliğin karşısında enkaz duruyor. Belediyenin karşısında enkazlar duruyor ve şehrin görünmeyen yerlerinde enkazlar duruyor ama niye yapılmıyor, neden yapılmıyor? Çok bilmiyoruz ama biz burada daha çok sanayi ve ticareti konuşacağız galiba. Ticaret ve sanayi duruyor. %30'u sağlam diye biliyorum. Yani bu kadar kısmı yapılabilecek halde, %30'u da yapılamayacak halde sanayinin. Bu yapılacakların bazıları bir ayda, iki ayda yapabiliriz diyorlardı. Ben de bunlardan biriyim, daha yeni bayramdan önce tamamlayabildik, yapabildik. Çünkü görmediğimiz bir sürü şeyleri gördük.
Siz 2 ay dediniz ama nasıl engeller çıktı önünüze?
Bir defa adam yok, yani usta yok öyle diyeyim. İnşaat duvar ördüreceksiniz bir duvarınız yıkılmış usta yok. Fiyatların 100 liralık işi 350 liraya yaptırdığımızı söylemiyorum, buna rağmen usta yok. Sigortayla problemler uzadı hala çözemeyen firmalarımız var. Dolar şuraya geldi, emtia fiyatları, malzeme fiyatları buraya geldi. Makine fiyatları şuraya geldi, yedek parça fiyatları buraya geldi, daha onların problemleri çözülecek. Ama hepsinin ötesinde bunları düşünürken Maraş düşünülürse bu iş ciddi ciddi Türkiye'ye zarar verecek. Bunu herkesin oturup bir sağlamca düşünmesi gerektiğini düşünüyorum. Neden böyle, Maraş neden bu kadar önemli? Üç tane sektörü söyleyeceğim. Bir tanesi tekstil Türkiye'nin yüzde 35, 3'te 1 tekstilini Maraş üretiyor. İkincisi çelik sektörü. Türkiye'de çay, tencere tava ve çaydanlık sektöründe züccaciyede %74 üretimini Kahramanmaraş yapıyor tüm Türkiye' ye. Bir tanesi altın üretimi. İstanbul kapalı çarşıdan sonra Türkiye'nin en çok altın işlenen kenti. Ve bu tesisler çalışmıyor, üretemiyorlar. Ne olur üretemezse, oradaki insanlar batar mı, batabilir. Ama Türkiye ne zarar görür bunu iyi okumamız lazım. Türkiye şu zararı görür. Biz iplik üretiyorsak, İzmir'in, Bursa'nın, İstanbul'un Çorlu'nun, Adapazarı'nın ham maddesini üretiyoruz. Eğer biz ham madde üretemezsek ki üçte bir %30, %35 az bir rakam olmayacak, bunun yerine zaten fiyatlar yükseliyor ya da ithalat başlayacak ki zaten dövizimizi korumaya çalıştığımız şu günlerde ithalat yapmak oldukça zor olsa gerek. Şimdi ne yapacağız? Biz Türkiye ekonomisine zarar vereceğiz. Yalnız bu kadar mı hayır. Bu kadar değil, istihdam falan onları saymıyorum, onların hepsi arka arkaya gelecek başka bir konumuz daha var. 2022 yılında tüm sektörlerde Kahramanmaraş'ta 142 ülkeye ihracat yapıyorduk. Kahramanmaraş şuan onu da mı kaybetti? Sizin mahallede bakkal kapanmışsa ne yaparsınız? Başka nereye gidersiniz? Kimdir bu gideceğiniz yer. Sizin en çok rekabet ettiğiniz, en çok ayağınıza dolaşan, en çok size sıkıntı veren insan en büyük rakibinizdir ve oraya gidip alırsınız. Biz bunu daha çok Çin'le yaşadık. Şimdi bütün müşterilerimiz Çin'e gitti. Güzel bir örneğini daha önceki yıllarda yaşadık, nedir o? Suudi Arabistan'da biz ticaret yapıyorduk gayet iyiydi ama Kaşıkçı cinayeti ile bize gayri resmi olarak bir ambargo uygulandı ve hiçbir şey satamadık, şimdi durum düzeldi. Sayın Cumhurbaşkanımız da gitti, bizim arkadaşlarımız da gidiyor. Suudi bize ne diyor biliyor musunuz? Tezgah dolu, depo dolu bitsin alırım demiyor.
Türksünüz, bizdensiniz, yakınsınız, müslümansınız, demiyor. Bitsin konuşuruz diyor. Bizi Çinli ile karşı karşıya getirecek bu artan vergiler, bu artan asgari ücretler, bu artan benzin fiyatları, bu artan şeylerle şimdi rekabet etme şansımız var mı? Çözüm nedir sizce yani bu sizin buradan hani bir çağrınız var mı? Hem bölgedeki toparlanmanın ivedilik kazanması için hem de bu gibi problemle neler? 1. şart bizim üretmemiz.
Bu başka bir konumuz daha var bu ayın sonunda olağanüstü hal bitiyor bizler için söylüyorum, buralar için yok diye biliyorum. Şimdi ne oldu, bizim elektrik paramız ötelendi. Bizim gaz paramız doğal gaz paramız ötelendi. Bizim banka borcumuz ve devlete olan sigorta borcumuz ötelendi. Kredi kartı borcumuz ötelendi, ev taksitimiz, araç taksitlerimiz ötelendi. Buzdolabı taksitlerimiz ötelendi. Bu ayın sonunda başlıyor. Biz çalışmıyorsak nasıl ödeyeceğiz bunları?
Hiç kimseden bir şey istemiyoruz yani yardım istemiyoruz. Para verin unutun bizim böyle bir isteğimiz yok. Biz çalışmak istiyoruz. Kahramanmaraş olarak çalışırsak, çalışabilirsek herkese faydamız olacak. Eğer olmazsa bu insanların hepsi devletin gözünde kötü adam olacak. Bankaların gözünde kötü adam olacak neden? Kredi taksitinin bir tanesini ödememişsiniz, bu silinmiyor da 5 yıl sonra tekrar karşınıza geliyor. Bizim çalışanımız da iş adamımız da üretmek istiyor. Üretmek için önünde engel kalmaması ve buna destek olunması lazım. Gelip gidiyorlar bakıyorlar. Bir güzergahta dolaşıyorlar. Ama Maraş'ta ne olduğunu ne olması gerektiğini hiç konuşan yok şimdi Maraş'ta şehrin dışına TOKİ yapıyorlar şehrin tarihi yok, dokusu yok bir şey kalmadı. Ta bilmem nerede ki TOKİ'ye ne Maraşlı gider ne de TOKİ'deki Maraşlı şehre gelir.
Üretmekten kasıt ne? Nasıl bir süreç, sizi tekrar deprem bölgesinde ayağa kaldırır?
İdareciler tarafından hükümet tarafından doğru planlanması yani her ili kendi statüleri içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Bizim üretime başlamamız için ne lazımsa bize bunları vermeleri lazım. Ben daha önceki aylarda bir öneride bulunmuştum hatta burada yine bu masanın başında söylemiştim. Deprem bölgesine bir ayrıcalık verebilirsiniz. Ne yaparsınız? İşte 8.500 lirayken asgari ücret devlet işçiden alacağı parayı vergi almaz, çalışana verir. Eksik kalır, üzerine bin lira 2000 lira koyar, 11.000 lira 12.000 lira ücret ödesin. O bölgede Maraş için söylüyorum. Bu defa bir insan konteynerde da kalıyorsa geçici süre, kirada cebinde kalıyorsa bu para insana cazip olabilir. İnsanlar çalışmak istiyor ama iş yok. İş olmayınca çalışamıyor nereye gidecek bu insanlar? Bir şeyler yapıyorlar her şeyi yapıyorlar aslında. Ama düzeni olmadığı için hiçbir şey yapılmıyor.
En son yapılacak şey en önce yapılınca bir işe yaramıyor. Bir yerin yolunu yapıyorsunuz kamyon geçince yol bozuluyor. Yaptığınız yolun bir anlamı kalmıyor. Hepsinin birlikte planlanıp hepsinin birlikte yapılması lazım. Ama bizim hem Kahramanmaraş, hem iş adamları, hem çalışanlar hem de Türkiye'nin ekonomisi, ihracatı ve döviz giderleri için bizim çok hızlı çalışıp ve bir an evvel üretime katkı sağlamamız lazım.”