Bahçeli şunları kaydetti: “İnsanlığın var oluşundan beri göç mühim bir mesele olarak varlığını korumuştur. Türkiye bir göç güzergahındadır. Aynı zamanda kıtaların kavşak ve kaynaşma noktasındadır. Suriyelilerin ülkelerindeki zulüm, terör ve iç karışıklıklardan dolayı Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkeye sığındıkları bilinmektedir.
Onlar bize misafirdir. Ve geçici koruma statüsüyle ülkemizde bulunuyorlar. Göçlerine neden olan vahim olaylar durulmadan, şiddet sahneleri durmadan bunları kapı dışarı etmek insanlıkla izah edilemez, inançlarımızla örtüşmez.
Türk milleti aranan, beklenen, özlenen, merhamet ve hoşgörüsüne ihtiyaç duyulan bir millettir. Biz ilkesel olarak ülkemizde geçici statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, güvenli ve huzurlu şekilde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız.
Ancak öncelikle göçe kaynaklık teşkil eden sıcak ortamın soğuması, sertliklerin yumuşaması, gergin atmosferin zayıflaması lazımdır. Bu vasat ortaya çıkmadan, bize sığınanları nasıl ateşe atarız? Nasıl ölüme terk ederiz?
Şu da var ki, bayram münasebetiyle kendi ülkelerine gidebilenlerin, bu gidişlerinde sorun yaşamayanların geri dönüşlerine de lüzum yoktur.”
“Suriyelilerin ilanihaye burada kalmaları mümkün değil”
Türkiye’nin demografik yapısının düşünülmesi gerektiğini belirten Bahçeli şöyle devam etti:
“Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ama ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir.”
“Sığınmacıların kontrol ve denetimden uzak şekilde istedikleri yerlere gidip yerleşmelerine de bir sınır getirmeliyiz”
Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere sınır illerdeki şikayetleri hatırlatan Bahçeli şunları söyledi:
“Sınır aşan göçler konusunda Milliyetçi Hareket Partisi en hazırlıklı partidir. Bu konuda çok değerli ilim ve fikir insanlarımızla çalıştık, 2018 yılında kapsamlı bir rapor hazırladık. Milletimizin taleplerini görüyoruz. Unutmayalım ki, bizi umut görüp, güvence görüp, sığınak görüp, ülkemize gelen hiç kimseyi de, gelmelerine sebep olan hadiseler bitmeden geri gönderemeyiz.
Sığınmacıların kontrol ve denetimden uzak şekilde istedikleri yerlere gidip yerleşmelerine de bir sınır getirmeliyiz. İstanbul’da sıkıntı vardır, Kilis ve Gaziantep başta olmak üzere sınır il ve ilçelerimizde şikayetler üst düzeydedir. Bunları görmek, vatandaşlarımızın sesine kulak vermek durumundayız.”
Afgan göçünün Türkiye’yi zorlayacağının altını çizen MHP lideri şöyle konuştu: “Ülkemizde 500.000’e yakın Afgan mülteci olduğu tahmin ediliyor. Elbette önümüzdeki riskli ve tehlikeli süreçte göç dalgasının sınırlarımıza iyice dayanacağı, ülkemizi zorlayacağı görülüyor. Buna karşı tedbirli olmalıyız. Teyakkuz halinde olmalıyız. Bir derviş sabrıyla kozamızı örmeliyiz.”
“Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır”
Bahçeli “Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır” ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle bitirdi:
“Son dönemde ülkelerini terk eden Afgan sayısı yüzde 50 artmıştır. Bana ulaşan bilgiler dâhilinde şu verileri paylaşmak isterim:
2015 yılında Afganistan kaynaklı düzensiz göç sayısı 35.921 iken bu rakam 2016’da 31.360’a gerilemiş, 2017’de 45.259’a çıkmış, 2018’de 100.841’e sıçramış, 2019 yılında da 201.437’ye ulaşmıştır.
Salgının da etkisiyle 2020 yılında Afgan düzensiz göçmen sayısı 50.161 olmuştur. Bu yılın Temmuz ayı ilk haftası itibariyle de, yakalanan Afgan düzensiz göçmen sayısı 25.643’tür.
Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır. Küresel ve bölgesel güçlerin bu düzensiz göçteki parmak izlerini iyi araştırmak gerekmektedir. Tehlike alarm verici düzeydedir. Yapılan tahminler kapsamında ifade edersem, yakın gelecekte 1,25 milyon Afgan’ın İran’a; 1,2 milyon Afgan’ın ise Pakistan’a geçmesi bekleniyor.
Asıl üzerinde durulması gereken risk ve tehdit ise bu göç hareketliliğinin nihai durağının Türkiye olacağı yönündeki yorum ve tahminlerdir.” (İndigo)