Uzun Mehmet, askerliğini bahriye emrinde yapmıştı. Bahriyenin her sene terhis ettiği askere, vaktin iyi düşünen bahriye subayları, donanmanın yaktığı İngiliz kömürlerini numune olarak gösteriyorlar ve memleketlerine döndükleri zaman bu taş kömürünün benzerini aramalarını, bulanların mükâfatlandırılacağını söylüyorlardı.
Yine bu deniz kumandanlarının fikir ve teşvikleriyle de padişah II. Mahmut bir irade çıkarmış, memleketin her tarafında taş kömürü aranmasını emretmiştir. Bahriye neferi Uzun Mehmet, köyüne döndükten sonra yılmaz bir azimle, numunesini getirdiği taş kömürünü aramaya koyulmuş, bu araştırma aşkının hayırlı neticesi olarak ilk maden damarını bulmuştu.
Uzun Mehmet, mevsimin hasat sonu olması sebebiyle tarlasından kaldırdığı zahiresini öğütmek için Ereğli'de Köseağzı denilen bir mevkide değirmene gitmiş ve o gün değirmenin çarklarını çeviren derenin kenarında gezerken sel sularının sürüklediği moloz yığınları arasında taş kömürü parçalarına rastlamıştı. Uzun Mehmet, değirmenin ocağında bulduğu bu taşları yakarak kömür olduğunu iyice anladıktan sonra, dere boyunca, günlerce süren zahmetli bir araştırma sonunda Zonguldak bölgesinin ilk taş kömürü madenini 8 Kasım 1829 yılında keşfetti.
Uzun Mehmet, bu madenden aldığı numuneleri karadan yürüyerek İstanbul'a götürmüş ve bahriye idaresine vermişti. Uzun Mehmet memlekete toprak altında gömülü bir servet hazinesinin anahtarını bu keşfiyle hediye ettikten sonra zamanın hükümetinden elli altın mükâfat almış ve küçük bir maaş yardımı görmüştü.
Bu sıralarda, Ereğli'de padişah namına hüküm süren Hacı İsmail Ağa isminde bir derebeyi vardı. Bu derebeyi Uzun Mehmet'in ilk maden madenini buluşunu büyük bir öfke ile karşılamıştı. Çünkü padişahın iradesi üzerine o da birçok araştırıcı takımıyla her tarafta kömür arıyordu.
Ereğli'nin derebeyi, Uzun Mehmet gibi memleketine hizmet aşkıyla bu işe sarılmamıştı. O, maden kömürünü bulduktan sonra bu buluşunu padişaha birçok yeni ve zengin imtiyazlar karşılığında haber vermeyi tasarlıyordu. Uzun Mehmet'in kömürü kimseye haber vermeden İstanbul'a götürüşü, derebeyinin büyük menfaatlerini baltalamıştı. Ereğli derebeyi, Uzun Mehmet'e beslediği kini zavallı kömür kâşifini öldürmekle aldı ve sarayının cellatlarına, Uzun Mehmet'i İstanbul hanlarından birinde boğazlattı.
Bugün sanayinin ekmeği demek olan maden kömürünü bizde ilk bulan milli kahraman bu suretle keşfini kanıyla suladı. Milli servetimizin başlıca kaynaklarından biri kömür hazinelerimizin kâşifi, Uzun Mehmet adlı Türk çocuğu milyarlar değerindeki buluşunu hayatıyla ödemiş oldu.