Dünya genelinde en önemli konu haline gelen, Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020 tarihinde Pandemi ilan ettiği koronavirüs (Covid-19) salgınının en fazla 65 yaş üstü bireyleri tehdit ettiğinin altını çizen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Dr. Özlem Sezen, 18-24 Mart Yaşlılar Haftası vesilesiyle toplum sağlığı açısından önemli bilgiler paylaştı.
Dünya genelinde insan sağlığını tehdit eden ölümcül korona virüsüne yakalanan vaka sayısı 300 binin üzerine çıkarken, hayatını kaybeden hastaların sayısı 10 bini aştı. İstatistiki olarak dünyadaki ülkelerde salgın sonrası ölümlerin yaş gruplarına bakıldığında 65 yaş üstü hastalığın ağır seyretmesi ile birlikte 80 yaş civarında ölümlerin daha çok olduğu görülüyor.
Henüz tedavisi ve aşısı olmayan bu salgından korunmanın en önemli yolunun özellikle yaşlılar için sosyal izolasyon olduğunun altını çizen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Dr. Özlem Sezen, öksüren ya da hapşıran birinin sağlıklı bir yaşlı kişinin yanına gidecekse ertelemesi ya da maske takmak, el hijyenine dikkat etmek gibi önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi.
“Yaşlılığa eşlik eden hastalıklar vücut direncini de düşürüyor”
Yaşlıları, 65 yaş üstü fizyolojik ve biyolojik değişiklikleri nedeniyle sosyal olarak uyum güçlüğü ile yaşamsal faaliyetlerinde güçlük çeken kişiler olarak tanımlayan Dr. Özlem Sezen, şunları söyledi: “Yaşlılıkta zaman içinde fizyolojik değişiklikler oluyor, vücudun faaliyetleri de azalıyor. Sosyal hayattan ve iş hayatından çekilmekle beraber kişiler gittikçe içe kapanmaya başlıyor. Bu durumda da hem fizyolojik hem psikolojik değişiklikler ile zaman zaman eşlik eden hastalıklar vücut direncini de düşürüyor. Yaşlılık döneminde kadınlara en çok eşlik eden hastalıklar kanserler dışında osteoporoz, erkeklerde hipertansiyon, kalp hastalıkları, bunların yanı sıra her iki grupta diyabet, tansiyon, zaman zaman böbrek yetmezliği, görme bozuklukları gelişebiliyor. Bazı kaslarda güçsüzlük, fonksiyonel kayıplar olabiliyor.”
“Yaşlılıkta beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması ve psikolojik destek çok önemli”
Henüz yaşlanmadan önce sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, psikolojik olarak desteklenmenin başlaması gerektiğini belirten Dr. Özlem Sezen: “Yaşlılık döneminde de kalsiyumu artırmak, kemik erimesine karşı süt, yoğurt, peynir, et, tavuk, balık, yumurta gibi genel beslenme şartlarını sağlamak oldukça önemli. Düzenli doktor kontrollerine gitmek, kanser taramalarını yaptırmak, takiplerde uygun görülürse erişkin aşılaması yaptırmak sağlığın devamı için gerekli. Tuzu ve yağı azaltmak, karbonhidratı dengeli almak, et ve et ürünleri, tavuk ve balık ürünlerini ızgara ya da haşlama şeklinde tüketmek, kızartmalardan uzak durmak gerekli. Ayrıca süt, yoğurt, peynir bizim kültürümüzde olan çok zengin besin maddeleri. Yaşlılık döneminde düzenli aralıklarla belirli tahlillerin yapılması, kolesterol takibi de oldukça önemli. Gerekirse ilaç takviyeleri de yapılabilir. Mevsim sebzeleri ve meyveleri tüketmek, bol sıvı almak özellikle de su içmek çok önemli.”
“65 yaş üstündeki bireylere, eşlik eden hiçbir hastalığı olmasa da zatürre aşısını ücretsiz uyguluyoruz”
Yaşlılığın da bebeklik gibi bir dönem olduğunu söyleyen Dr. Özlem Sezen, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmmün sisteminin de zayıflamasıyla beraber, yaşlı bireyler bazen işlerini sürdürmekte güçlük çekmekle beraber enfeksiyona yatkın hale gelebiliyorlar. Hareket azlığı da bu durumu tetikliyor. Bu nedenle, özellikle aşı ile önlenebilir hastalıklar ile mücadelenin önemi daha da artıyor. Özellikle devletimizin de bağışıklama planı içerisinde yer alan 65 yaş üstü tüm bireylere zatürre (pnömokok) ve influenza aşıları öneriliyor. Konjuge Pnömokok aşısı Aile Sağlığı Merkezleri’nde var ve ücretsiz yapılıyor. Bunun yanı sıra belli dönemlerde hepatit aşılarını, tetanoz aşılarını da sorguluyoruz. Ayrıca 18-64 yaş arası erişkinlerde eşlik eden kronik kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, diyabeti, immün sistemi zayıflatan durumu varsa yine bakanlığımız risk grubu kapsamı içerisinde aldığı için bu hastalarımıza da zatürre aşısını ücretsiz yapıyoruz.”
“Koronavirüsten korunmanın şu an için en önemli yolu sosyal izolasyon”
Koronavirüs salgınından korunmanın şu an için en önemli yolunun sosyal izolasyon olduğu vurgusunu yapan Dr. Özlem Sezen şunları ekledi: “Bu dönemde gerekmedikçe, özellikle de yaşlılar dışarı çıkmamalı. Yaştan bağımsız olarak gerekmedikçe kalabalık ortamlara girilmemesini ve toplu taşıma aracı kullanılmamasını öneriyoruz. Bir diğer önemli konu el hijyeni. Kişiler dışarı çıktıklarında kesinlikle ellerini, gözlerine ve yüzlerine sürmemeliler. Toplu taşıma aracından indikten sonra da ellerini mutlaka dezenfekte etmeliler. 20 saniye boyunca elleri su ve sabunla yıkamalılar. Eve geldiklerinde ise kıyafetlerini değiştirmeliler. Evde ise sık havalandırma önemli. Bir süre evlere misafir kabul etmeyelim. Sevdiklerimizle tabi ki görüşelim, telefonlaşalım ancak tokalaşma ve sarılma gibi yakın teması önermiyoruz.”
“Ateş, öksürük, solunum sıkıntısı gibi şikâyetleriniz varsa mutlaka SABİM (Alo 184) hattını arayın”
Virüsün değil insanların dolaştığının vurgusunu yapan Dr. Özlem Sezen, bu nedenle sosyal izolasyonun önemli olduğunu sözlerine ekledi: “Gerekmedikçe kalabalık ortamlara girmeyelim, sağlık imkânlarını dengeli kullanalım. İhtiyaç olmadıkça sağlık kurumlarına başvurmayalım. Eğer başvurmamız gerekiyorsa mutlaka randevu alalım. Ateş, öksürük, solunum sıkıntısı gibi şikâyetlerimiz varsa mutlaka SABİM - Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (Alo 184) danışma hattını arayalım, bilgi alalım. Eğer bir rahatsızlığımız olduğu için dışarı çıkacaksak toplu taşıma aracı kullanmadan, maske takarak ve randevu alarak sağlık kurumlarına başvuralım.”