Büyük Taarruz, Türk Milletinin bağımsızlığında en önemli mücadele örneğidir
Türk İstiklal Harbinin dönüm noktası olan 26 Ağustos 1922’de başlayıp 30 Ağustos 1922 gününe kadar devam eden bir süreçte Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Muharebesi, yok edilmek ve kovulmak istenen bir halkın millet olmasında, ülkesini işgalcilerden el birliğiyle kurtarması, özgür ve bağımsız yaşama isteğinin en önemli mücadele örneğidir.
Sakarya Meydan Muharebesinden sonra Afyon – Eskişehir hattına çekilen Yunan ordusuna genel karşı taarruz için, Türk orduları uzun bir hazırlık dönemine girdi. Tüm noksanlar giderilerek, birliklerin eğitim durumları yükseltildi. Kesin bir taarruzun eldeki sınırlar çerçevesinde yapılması düşünülemezdi. Bir Kurtuluş hareketini içerecek olan genel taarruzun, yarım önlemlerle yapılması çok tehlikeliydi. Tüm olasılıklar gibi her şey ince ve gerçekçi bir analizden geçirilmeli, kesin başarı gerçek hesaplara dayanmalıydı. Çünkü bu taarruzla bir ulusun tüm geleceği belirlenecekti.
Düşman, geniş ve son derece önemli stratejik bir hareket alanına yerleşmişti. İzmir’e çıktıktan sonra Yunan ordusu, asıl grubu ile bu hareket alanına yönelmiş, asıl savunma grubu ile aynı harekat alanını Türk birliklerine kapamıştı. Bu harekat alanını elinde bulunduran bir ordu, tüm Batı Anadolu’yu elinde tutar ve Kocaeli yarımadasına, İstanbul Boğazına, Marmara’ya, Doğu Trakya ve Çanakkale Boğazına kadar her türlü savaş, siyaset ve ekonomi sorununda etkiler yapabilirdi.